Esas No: 2011/16049
Karar No: 2012/4095
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16049 Esas 2012/4095 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişi 01.03.2010 günlü dilekçesiyle ... köyü 160 sayılı parselin kesinleşmiş 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunu, hak sahipleri tespit komisyonu tarafından bu taşınmazda hak sahibi olarak belirlendiğini, parselin 12000/70000 payının kendisine satıldığını, kendi payına düşen bölümlerinin rayiç bedelini ödeyip tapuyu almaya hak kazandığını, tapuda devir işleminin yapılmadığını iddia ederek, çekişmeli parselin davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ve adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre hak sahipleri belirlenerek rayiç bedeli tahsil edilen ancak, tapuda tescil işlemi yapılmayan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1946 tarihli ilk orman kadastrosu ile 1980 yılında yapılıp, 10.04.1981 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 2896 sayılı Yasa hükümlerine göre 1985 yılında yapılıp 28.10.1985, 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre 1988 yılında yapılıp 23.12.1988 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları vardır.
... köyünde 1978 yılında yapılan ve 02.06.1978-03.07.1978 tarihinde ilan edilen genel kadastroda ... köyü 160 sayılı parselin taşlık niteliğiyle Hazine adına tespitinin hükmen kesinleşmesinden sonra, bir kısım payı 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre satılmış, ancak tescil işlemi yapılmamıştır. İşte davacı bu payın adına tescilini istemektedir.
Yörede 1998 yılında çalışmaya başlayan hak sahiplerini tesbit komisyonunca 160 sayılı parsel toplam 70000 pay kabul edilerek 12000 payı ..."e satıldığı ve satış bedelinin 2000 yılında Or-köy Baş Mühendisliğine ödendiği, Orköy Batı Akdeniz Bölge Müdürlüğü Or-köy Baş Mühendisliği 2/B Satış Komisyonu Başkanlığının bu payın satın alan davacı adına tescilini istediği ancak tescil edilmediği, ... köyü 160 sayılı parselin diğer paylarının bir kısmının dava dışı başka kişilere satıldığı ancak bir kısım payın Hazine üzerinde kaldığı anlaşılmaktadır.
... köyünde çalışan hak sahipleri tesbit komisyonu, rayiç bedeli tesbit komisyonu ve satış komisyonlarının aslında tapu kaydına göre ... köyü 160 sayılı parselin paylar halinde satışına ilişkin kararlarının infaz olanağı yoktur. Şöyle ki; paylı mülkiyette, paydaşların her biri taşınmazın tamamını payları oranında kullanmak hakkına sahip olduğuna göre, 2924 sayılı Yasa kapsamında olmayan ve satışa konu olmayan bölümünde, 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre satış yapılan kişilerce kendilerine satılan pay oranında taşınmaza malik olması söz konusu olacağından, dava bu haliyle kabul edilemez.
Yerel Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının kesinleşmesi halinde, davacının ödediği satış bedelini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri alma hakkı bulunduğu gibi, dava nedeni ve mahkeme gerekçesine göre, 29.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasaya 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen geçici 4. maddesi hükmüne göre yapılacak kadastroda kullanıcı oldukları belirtilerek Hazine adına tespit ve tescilinin yapılmasından sonra yada mahkemenin bu ret kararının gerekçesi değiştirildiğinden yeniden açılacak bir davada kesin hüküm olmayacağından ... köyü 160 sayılı parselin satış bedelini geri almayan kişiler yönünden yeni bir davanın konusu olabilecektir.
Açıklanan hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 20/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.