Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/1404 Esas 2022/5850 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/1404
Karar No: 2022/5850
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/1404 Esas 2022/5850 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs ve hakaret suçlarından yargılanıyor. Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan açılan dava, mağdurun sanığın suçundan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle reddedilmiş. Hakaret suçundan sanığın beraat kararı verilmiş ancak hüküm fıkrasındaki kanun maddesi yanlış gösterildiği için karar bozulmuş ve düzeltilerek onanmıştır. Kanun maddeleri: Yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs suçu için CMK 317. madde, hakaret suçu için CMK 223/2-a maddesi.
12. Ceza Dairesi         2021/1404 E.  ,  2022/5850 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suçlar : Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs, hakaret



    Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs ve hakaret suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    A) Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu gerek Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11.04.2000 tarihli ve 65–69, 22.10.2002 tarihli ve 234–366, 04.07.2006 tarihli ve 127–180, 03.05.2011 tarihli ve 155–80, 21.02.2012 tarihli ve 279–55, 15.04.2014 tarihli ve 599-190, 28.03.2017 tarihli ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25.03.2003 tarihli ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasında; sanığa atılı suçun koruduğu hukuki yarar ve niteliği itibariyle şikayetçi ...’ın sanığa yüklenen suçun mağduru olmadığı ve suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu da kapsar şekilde davaya katılmasına karar verilmiş olması hukuki değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, şikayetçi ... vekilinin yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
    B) Hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
    Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Dosya kapsamına göre, bir şirket tarafından sanık ... aleyhine açılıp, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/548 esasına kaydedilen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye ... bedeli alacağının tahsili istemine ilişkin davaya, 14.07.2014 tarihli bilirkişi heyet raporu sunulduktan sonra, söz konusu davada davalı sıfatı bulunan sanığın, anılan raporda imzası bulunan bilirkişilerden katılan ...’ın cep telefonuna, 15.09.2014 günü saat 13:12’de gönderdiği mesajda yer verdiği; “Raporun taraflı olduğunu... samimiyetinizden dolayı yazdığınızı yüce mahkemeye bildireceğim... Raporun başkası tarafından yazılıp imzalandığını söylediğiniz için teknik olarak incelemediğiniz ortada hakem olmadığınız da... Yüce mahkemenin vereceği karara saygım sonsuz tabi sizin yanıltıcı arkadaşlık ilişkinizden çıkacak sonucu bilmem.” ibarelerinden dolayı hakaret suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
    Sanık hakkında; “….sanığın müştekiye göderdiği mesaj biçimindeki sözleri muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, nezaket dışı eleştiri tarzı niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı…” gerekçesiyle beraat kararı verilmiş olmasına rağmen hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında uygulama maddesinin CMK’nın 223. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yerine aynı madde ve fıkranın (c) bendi olarak gösterilmesi suretiyle CMK'nın 232/6. madde ve fıkrasına uyulmaması,
    Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 1 numara ile gösterilen bölümündeki “223/2-c” ibarelerinin, “223/2-a” ibareleri ile değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara