Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16371 Esas 2012/4028 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16371
Karar No: 2012/4028

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16371 Esas 2012/4028 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/16371 E.  ,  2012/4028 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 20.11.2006 tarih, 2006/5932 E., 2006/7389 K. sayılı bozma kararında özetle; "Mahkemece çekişmeli taşınmazların kamu orta malı mer"a olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere taşınmazların bulunduğu bölgede 1980 yılında arazi kadastrosu yapılmış ve taşınmazlar tespit dışı bırakılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"na göre tespit dışı bırakma işlemi de bir kadastro işlemidir. Bu tür yerlerin yeniden kadastrosunun yapılabilmesi ve bu işlemin 2. kadastro sayılmaması için kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerden olması veya tapulu olup, maliklerince kadastrolarının yapılmasının talep edilmiş bulunması gerekir ( 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/2 ve aynı Yasanın geçici 4. maddesinin son fıkrası). Mahkemece taşınmazın ikinci kadastroya tabi tutulup tutulmadığı, ikinci kadastroya tabi tutulmuş ise bu kadastronun bütün sonuçları ile geçersiz olacağı düşünülüp bu yönde bir araştırma yapılmaması yasaya aykırıdır. Ayrıca, taşınmazların salt sit alanında bulunmaları şartları gerçekleştiği takdirde zilyetlikle iktisaba engel değildir. Taşınmazların altında ve üzerinde korunmayı gerektirir kültür ve tabiat varlığı bulunmadığı veya bu tür varlıkların koruma alanı konumunda bulunmadıkları sürece 5226 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girmesinden önce zilyedi yararına mülk edinme şartlarının gerçekleşmesi halinde bu kişi veya kuruluş adına tescil kararı verilmesi gerekir. Bir başka ifade ile kanun koyucu kazanılmış hakları korumadığını açıkça belirtmediği sürece bu hakkın yargı merciilerince mutlaka korunması ve bu hakka saygı gösterilmesi gerekir. Bu nedenle mahkemenin taşınmazın sit alanında olması sebebiyle iktisabının mümkün olmadığı yolundaki gerekçesi de temel hukuk kurallarına uygun düşmemektedir. Ne varki, taşınmazlar üzerinde korunmayı gerektirir zilyetlik bulunmadığı belirlendiğinden mahkemenin yasal olmayan bu gerekçesi sonuca etkili bulunmamaktadır. Bundan ayrı olarak, taşınmazlar devlet ormanına sınır bulunmaktadır. Bu nedenle, orman sayılan yerlerden olup olmadığının mutlaka araştırılması gerekir. Anayasa"nın 169/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 18/2. maddeleri uyarınca, ormanların zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı gibi, taşınmazların orman olduğunun belirlenmesi halinde mer"alarda olduğu gibi sınırlandırma değil, orman vasfı ile Hazine adına tescil kararı verilemesi gerekir. Hal böyle olunca, bölgede bulunan ormanların kadastrosunun yapılıp yapılmadığının araştırılması, orman kadastrosu yapılmış ise kadastro haritası ve tutanağının ormancı bilirkişiler aracılığı ile usulen mahalline uygulanması, taşınmazların bulunduğu bölgede orman kadastrosu yapılmamış ise 1/25.000 ölçekli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları getirtilerek 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca ormancı bilirkişilerden düşünce alınması, bundan sonra tüm deliller birlikte
    değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi " gereğine değinilmiştir. Mahkemece çekişmeli 244 ada 1, 2, 4, 5, 6, 9 nolu parselllerin orman sayılan yerlerden olduğu, 8 nolu parselin 3. derece arkeolojik sit alanı içinde bulunduğu ve davacıların 8 nolu parselde zilyetlikle mülk edinme koşulları oluşmadığı, 5226 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden evvel de zilyetlik koşullarının oluştuğundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davaların reddi ile 244 ada 1,2,4,5,6,9 nolu parsellerin orman vasfıyla Hazine adına, 8 nolu parselin 3. derece arkeolojik sit alanı vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 6831 sayılı Yasa gereğince 16.6.1992 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    İncelenen dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak alınan ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davaların reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; kadastro tespitlerinin iptaline karar verilmesi gerekirken hüküm yerinde “Tespit tutanaklarının” denilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “Tespit tutanaklarının” ibaresi kaldırılarak, bunun yerine, “Tespitlerinin” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 19/3/2012 günü oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara