Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/13272 Esas 2012/4001 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/13272
Karar No: 2012/4001

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/13272 Esas 2012/4001 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/13272 E.  ,  2012/4001 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi(Müstemir Yetkili)

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı - davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.12.2009 tarih ve 2009/16012-19427 sayılı bozma kararında özetle “Daha önce hükme esas alınan uzman orman ziraat ve fenni bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın 1949 yılında yapılan orman kadastro çalışmasında 2251 ve 2252 nolu orman tahdit noktalarının kuzeyinde orman sınırları dışında kaldığı, eğiminin %15-20 ve orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış ise de, dosya içindeki 1949 yılına ilişkin orman tahdit haritasında 2250 nolu orman tahdit noktasından düz hatla doğuya doğru gidilerek 2251 nolu orman tahdit noktasına, buradan da kuzey doğuya doğru yine düz hatla 2252 nolu orman tahdit noktasına ulaştığı, yörede 1976 yılında 1744 sayılı Yasa gereğince düzenlenen aplikasyon haritalarında ise aynı hattın çok farklı çizildiği ve mahkemenin de bu 1976 yılı aplikasyon hattını esas alarak hüküm kurduğu anlaşılmaktadır. Uzman bilirkişiler 2249, 2250, 2251, 2252 nolu orman tahdit hatlarının değişik tarihlerde yapılan orman kadastro çalışmalarında neden farklı çizildiği hususlarını değinmeden güneydeki 2251, 2252 nolu orman tahdit hattını göstererek kroki düzenlemişler, kadastro paftası ile orman tahdit haritalarının ölçeklerini eşitlemek sureti ile bir uygulama yapmamışlar, yapılan uygulamanın hangi tarihteki çalışmaya ilişkin olduğu da belirlenememiştir. Bu hali ile yapılan uygulamanın ve düzenlenen raporların yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
    3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 22/1 maddesinde "Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış yerlerin kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve TMK nun 1026.ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı taktirde, ikinci defa yapılan kadastro, Tapu Sicil Müdürlüğünce re’sen iptal edilir." denilmektedir. Dava konusu taşınmaz 1949 tarihli orman kadastro sınırları içinde kalıyorsa daha sonra yapılan genel kadastro ikinci kadastro sayılacağından bütün sonuçlarıyla hükümsüzdür. Bu konu kamu düzenine ilişkindir. Aynı hattın uygulanmasıyla ilgili olarak mahkemece verilen bir çok karar Dairece incelenmiş ve kesinleşmiştir. (Örneğin; Dairenin aynı köy ve aynı hatla ilgili 2006/11328 E, 2006/11230 E sayılı karar) 4785 sayılı Yasanın yürürlüğünden sonra orman kadastrosunun yapılıp kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukuki durumu o yer ile ilgili tüm orman kadastro tutanakları ve haritalarının Yasa ve yönetmelikte belirlenen yöntem ile uygulanması sonucu belirlenir. Aplikasyon; orman kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2. ve 2/B madde uygulaması sırasında bağlantı kurularak gerekli orman
    sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olup, bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen orman sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur (02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44. md.). Aplikasyon işlemi orman kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş orman sınırları daraltılamaz. Kesinleşmiş orman sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu olamaz.
    O halde öncelikle; mahkemece Orman İşletme Müdürlüğünden, orman sınır noktaları okunaklı olarak işlenmiş ve aslına göre renklendirilmiş 1949, 1977, 1984 ve 1995 yıllarına ilişkin onaylı orman tahdit harita örnekleri, orman tahdit noktalarına ilişkin çalışma tutanakları, işe başlama, ilan tutanakları getirtilmeli, 1984 yılında yapılan çalışmada orman sınırları dışında kalan yerlerin orman kadastrosunu yapmak üzere orman kadastro komisyonuna yetki verildiği gözönüne alınarak 1984 yılında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, mahkemece önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek 2 uzman orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; 6831 sayılı Yasaya göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama yönetmeliğinin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı "orman sınır noktası ve hatların arza uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır" hükmü gereğince 1949 yılında 3116 sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen ilk orman tahdit haritası, tutanakları ve kadastro paftası sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak ilk tesis edilen orman sınır noktasından hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunarak ve ölçülerek en az ada bazında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki orman sınır noktaları birer birer zeminde bulunmalı ve yeri işaretlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunmaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri ve yer değiştirip değiştirmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, tereddütsüz olarak zeminde yeri saptanabilen en yakın sabit orman sınır noktalarından hareketle, yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup, 1949 orman kadastrosunda uygulanan yöntem ve araçlar ile ölçülerek orman sınır noktaları birer birer bulunup zeminde işaretlenmeli, 1949 tahdit haritası zemine uygulandıktan sonra 1977, 1984 ve 1995 yıllarında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile oluşturulan ve aynı orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattına göre çekişmeli taşınmazın konumunu ada bazında gösteren, orman sınır hatları ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, 1984 yılında yapılan orman kadastro çalışmasının ilan edilmediği ve kesinleşmemiş olması halinde, 1949 yılından sonra yapılan çalışmaların sadece aplikasyon uygulaması olduğu ve yapılan aplikasyon uygulaması ile kesinleşmiş orman tahdit hattının değiştirilemeyeceği ve bu çalışma ile düzenlenen aplikasyon haritasının hukuki geçerliliğinin olmadığı gözönüne alınmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, bilimsel verileri bulunan rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği ” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra Hazinenin davasının reddine, gerçek kişinin kadastro müdürlüğü aleyhine açtığı davanın husumet nedeniyle reddine, Hazine aleyhine açtığı davanın kabulüyle 101 ada 708 parselin kadastro tutanağının iptaliyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı – davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosu, 1976 ve 1984 yıllarında aplikasyon, 2 md ve 2/B madde 1995 yılında 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır. Yörede 1976 yılında yapılan aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması Danıştay kararı ile iptal edilmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu şerh verilmiş olup taşınmazın 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalmadığı, kesinleşen orman tahdit sınırları dışında orman sayılmayan alanda kaldığı anlaşıldığından mahkemece beyanlar hanesinde bulunan 2/B şerhinin kaldırılmasına karar verilmesi de gerekirken mahkemece bu konuda hüküm kurulmamış olması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasına [101 ada 708 parselin beyanlar hanesinde yazılı “ 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılmıştır. ... oğlu ...’ın kullanımındadır” şerhinin kaldırılmasına] cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 19/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara