Esas No: 2022/5093
Karar No: 2022/7989
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5093 Esas 2022/7989 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/5093 E. , 2022/7989 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... mirasçıları vekili tarafından katılma yolu ile temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; idareleri ile davalı ... arasında, ... adresinde bulunan Otel ... isimli iş yeri için abonelik sözleşmesi imzalandığını, idareye bağlı görevliler tarafından yapılan kontrollerde bu adreste kaçak su kullanıldığından bahisle 06/01/2004 ve 29/03/2004 tarihli kaçak tutanaklarının düzenlendiğini, bu tutanaklar nedeniyle tahakkuk ettirilen 6.871,25 TL borçtan davalı ...’ın abone sıfatıyla, diğer davalı şirketin ise dava konusu yeri ve suyu fiilen kullanan sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek; alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; davanın zamanaşımına uğradığını, kaçak su kullanmadıklarını, davacı idarenin bir takım usulsüz belgeler ile kendilerini kaçak su kullanmış gibi göstererek borçlandırmaya çalıştığını, dava konusu yer ve borç ile hiçbir hukuki ya da fiili bağlarının bulunmadığını, davalılardan Soydan’ın maliki olduğu taşınmazdaki oteli 01/01/1998 başlangıç tarihli kira akdi ile dava dışı Nasır İpekçi isimli kişiye kiraya verdiğini, bu kişinin taşınmazı yaklaşık olarak 6 yıl kullandığını, davalı ...'nın taşınmazı 20/02/2004 tarihinde dava dışı ... Turizm Yatırım ve Tic. A.Ş. ye sattığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesince; davalı ... hakkındaki davanın kısmen kabulüne, 2.036,83 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talep ile davalı şirket hakkındaki davanın reddine yönelik verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 24/05/2016 tarihli ve 2015/17861 E. 2016/8024 K. sayılı ilamla; ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosya görevli mahkemeye gönderilmiştir.
Görevli mahkemece yapılan yargılama sonucunda; abone olarak sözleşmeyi imzalayan davalı ...'ın taşınmazdaki payını 20/02/2004 tarihinde dava dışı şirkete sattığı, bu nedenle tapudaki devir tarihinden öncesine ait olan borçtan sorumlu olduğu, taraflar arasında aynı borç nedeniyle İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ve davacı tarafından delil olarak dayanılan 2011/194 Esas sayılı davada bozma sonrasında alınan ek raporda; kaçak su bedelinin 2004 yılından öncesine ait kısmının 2.036,83 TL olarak belirlendiği, işbu raporda bilirkişi tarafından yapılan tespitler ile hesaplamanın denetime elverişli olduğu, davalı şirketin ise suyun kullanıldığı taşınmazla bir ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle; davalı ... hakkındaki davanın kısmen kabulüne, 2.036,83 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talep ile davalı şirket hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile karar tarihinden sonra ölen davalı ... mirasçıları tarafından katılma yolu ile temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı ... mirasçılarının tüm, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Uyuşmazlık, aboneliğin bulunduğu ve kaçak suyun kullanıldığı taşınmazın kayden satılmasına rağmen aboneliğini iptal ettirmeyen davalı ...'ın kaçak kullanımdan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; davalı su abonesinin, hizmet alma ihtiyacının taşınmazın satılması yüzünden artık ortadan kalkmasıyla birlikte, basit bir başvuru işlemiyle abonelik sözleşmesini sona erdirip; sözleşme nedeniyle hem kendisi ve hem de karşı taraf nezdinde doğmuş tüm hak ve borçlardan arınmış olarak taşınmazdan ayrılması mümkün iken, bunu yapmayarak, kendi aboneliği üzerinden üçüncü kişilerin su kullanmasına olanak tanımış olması dahi, sözleşme hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı, dolayısıyla da, sonuçlarına katlanılması gereken bir davranış niteliğinde kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, abonenin aboneliğini iptal ettirmediği sürece sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğunun devam edeceği benimsenmiştir (bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/04/2011 tarihli ve 2011/19-104 E. 2011/239 K. sayılı ilamı ile Dairemizin 22/12/2014 tarihli ve 2014/17733 E. 2014/17011 K. sayılı ilamları).
Somut olayda; dava konusu aboneliğin, davalı ... adına 01/07/1978 tarihinde tesis edildiği, abonelik sözleşmesinin ekinde davalı ... imzalı dilekçe ve ekindeki keşif pusulasında ise ''eski bina yıkıldı yerine 9 kat 36 odalı iş yeri inşaatı başlamıştır'' ibaresinin bulunduğu, davacı idare tarafından 06/01/2004 tarihli ve 09/03/2004 tarihli kaçak su tutanakları ile "Otel ..." olarak işletilen dava konusu adresteki taşınmaza yönelik toplam 6.658,08 TL borç tahakkuk ettirildiği, bu borcun tahsili istemiyle açılan eldeki davada husumetin abone sıfatı ile davalıların murisi Soydan’a, fiili kullanıcı olarak diğer davalı şirkete yöneltildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece; taraflar arasında İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ve takipsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilen 2011/194 E. sayılı davada bozmadan sonra alınan ek bilirkişi raporundaki "...davacı tarafça tahakkuk ettirilen 6.658,08 TL kaçak su bedelinin 2004 yılından öncesine ait kısmının 2.036,83 TL olup bakiye 4.621,25 TL'sinin 2004 yılından sonraya ait olduğu..." yönündeki değerlendirmeye dayalı olarak davalılardan Soydan hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de; söz konusu davada verilen ilk karar, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince; "...hakkında su faturası düzenlenen Soydan’ın hangi tarihler arasında abone olduğu ve davaya konu olan alacak dönemi içerisinde abone olup olmadığının araştırılması gerektiği gözetilmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığı ve ilgili işletmeyi kullandığı belirtilerek aleyhinde dava açılan davalı ... Gıda Maddeleri İth. İhr. Tic. ve San. Ltd. Şti.nin davaya konu alacak döneminde taşınmazı kullanıp kullanmadığı araştırılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu...’ gerekçesiyle bozulmuş olup, bozma ilamı uyarınca dosyaya kazandırılan davacı idarenin 13/12/2010 tarihli yazısında, davalı ... adına tesis edilen aboneliğe 18/06/2010 tarihinde borçtan iptal işlemi uygulandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; taşınmazdaki payını satmasına rağmen su aboneliğini sonlandırmayan davalı ...'ın, kaçak su kullanılması nedeniyle ortaya çıkan borcun tamamından sorumlu olduğu gözetilerek, bu davalı yönünden davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava konusu borcun bir bölümünden sorumlu tutulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ... mirasçılarının tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince davacı idare yararına BOZULMASINA, 58,45 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı ... mirasçılarına yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı idareye iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.