Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/1240 Esas 2022/5917 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/1240
Karar No: 2022/5917
Karar Tarihi: 26.09.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/1240 Esas 2022/5917 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2022/1240 E.  ,  2022/5917 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi


    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ...'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3 delaletiyle 179/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/01/2015 tarihli ve 2014/558 esas, 2015/29 sayılı kararının 19/02/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 28/01/2019 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3 delaletiyle 179/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/06/2021 tarihli ve 2021/205 esas, 2021/278 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    1) Dosya kapsamında bulunan sanığa ait adli sicil kaydına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50/3. maddesinde yer alan, “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” şeklindeki hüküm uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
    2) 5271 sayılı Kanunun 251. maddesinde, "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir" şeklinde,
    Geçici 5. maddesinde yer alan, "(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla; ...c) 250'nci maddede düzenlenen seri muhakeme usulü ile 251 ve 252'nci maddelerde düzenlenen basit yargılama usulüne ilişkin hükümler, 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanır. d) 1/1/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklindeki düzenlemeler ile,
    Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı ile geçici 5. maddenin d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu iptal kararının 5271 sayılı Kanunun 251. maddesinde işaret edilen hakkında basit yargılama yapılması mümkün görülen ancak 01/01/2020 tarihinden önce kovuşturma aşamasına geçildiği için basit yargılama yapılmayan suçlara ilişkin görülmekte olan davalarda gözetilmesinin gerektiği,
    Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 15/10/2020 tarihli ve 2020/8330 esas, 2020/13766 karar sayılı ilamında ''...17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nın 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,'' şeklinde belirtildiği üzere,Dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine konu suçun, 5271 sayılı Kanununun 251. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu, kararın ise 01/06/2021 tarihinde verildiği anlaşılmakla, karar tarihi itibariyle belirtilen iptal kararı sonrasında sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Mahkemesince bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde,İsabet görülmemiştir.5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek ... Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 26/11/2021 gün ve 94660652-105-48-22012-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2022 tarih ve 2021/151657 sayılı ihbarnamesiyle mevcut evrak tevdi kılınmakla;Dosya incelendi gereği düşünüldü:Sanığın suç tarihinde kolluk tarafından yapılan kontrolde 109 promil olduğunun tespit edilmesi üzerine açılan kamu davası sonucunda ... 4. Aliye Ceza Mahkemesinin 2014/558 esas 2015/29 karar sayılı kararıyla sanığın TCK’nın 179/3-2, 62/1. maddeleri gereğince 25 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği ve CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, kararın 19.02.2015 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesinin ardından sanığın denetim süresi içinde aynı suçu işlediği ve bu suçtan da ... 2. Asliye Ceza Mahkemesince mahkumiyetine karar verilip kararın 28.11.2019 tarihinde kesinleşmesinin ardından yapılan ihbar üzerine ... 4 Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/205 esas 2021/ 278 sayılı kararıyla sanık hakkındaki hükmün aynen açıklandığı ve itiraz edilmeden 09.06.2021 tarihinde kesinleştiği, Mahkemece 01.06.2021 tarihli karar celsesinde sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirildiği, hakimin takdiren basit yargılama usulünün uygulanmamasına karar verdiği anlaşılarak yapılan incelemede;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50/3. maddesinde yer alan, "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." hükmü gereğince, suç tarihinden önce hapis cezasına mahkûm edilmediği anlaşılan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Kanunun 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli ve 2021/205 esas, 2021/278 sayılı kararının, CMK'nın 309/4-d maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hükmün 2. paragrafından sonra gelmek üzere “TCK'nın 50/3. maddesindeki amir hükme göre, takdiren aynı Kanunun 50/1-a ve 52/2. maddelerine göre günlüğü 20 TL'den paraya çevrilerek sanığın neticeten 400 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,” bendinin eklenip, bozmanın sonucuna göre talepte yer almamakla birlikte talep içinde bulunan TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluğuna ilişkin bölümün de hükümden çıkarılması ve diğer hususların aynen bırakılması suretiyle DÜZELTİLMESİNE infazın buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 26.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara