Esas No: 2011/15966
Karar No: 2012/3963
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15966 Esas 2012/3963 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 117 ada 219 parsel sayılı 610443,12 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, mera niteliği ile belgesizden tespiti yapılarak özel siciline yazılmıştır. Davacı ..., dava dilekçesinde, bu taşınmaz içinde kalan ve ... adına Aralık 1959 tarih 29 numarada kayıtlı araziyi, 22.08.1986 tarihli köy senedi ile kendisine ait başka bir arazi ile değiştiklerini, ancak kadastro sırasında mera parseli içinde kaldığını iddia ederek, bu kısmın özel sicilindeki kaydının iptali ile adına tarla niteliği ile tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Davacı bu konuda Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/169-351 sayılı dosyası ile de dava açtığını, ancak takip edemediğinden açılmamış sayılmasına karar verildiğini bildirmiş, bu dosyaya da delil olarak dayanmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parselin krokide (B1) ile işaretli 4501,88 m2"lik kısmının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, çekişmeli taşınmazın mera niteliğiyle özel sicilindeki kaydının iptali ile adına tapuya tescili istemidir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 11.05.2009 tarihinde ilanı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu vardır. Arazi Kadastrosu ise 25.12.2007 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı ..., Düzören köyü Aralık 1959 tarih 29 nolu 3250 m2 yüzölçümlü tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Sözü edilen tapu kaydı, toprak tevzi yoluyla oluşturulmuştur. Tapu kaydının doğu, batı ve güney sınırı hali, kuzey sınırı dere okuması nedeniyle değişebilir sınırlıdır. Dava konusu taşınmazın batı ve kuzey sınırında halen orman, doğu ve güney sınırında ise mera olarak tespit edilen taşınmazlar bulunduğu ve 3250 m2 yüzölçümlü kaydın kadastroda komşu Ambarpınar köyünde kaldığından revizyon görmediği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından delil olarak dayanılan, 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/169 esas sayılı dosyasında yapılan keşif sonucu fen bilirkişi Alaattin Arkoç tarafından düzenlenen 20.05.2010 tarihli rapor ve ekindeki kroki incelendiğinde, dayanak Aralık 1959-29 nolu tapu kaydının dayanağı olan ... köyü ... mevkii tevzi haritasının 1 pafta 8 ada 1 parseline ait paftanın sayısallaştırılarak bilgisayar ortamında kadastro paftası üzerine aktarılması sonucu dava konusu yerin, 400 metre mesafede ve Düzören köyünde 102 ada 1 nolu orman parseli içinde kaldığını bildirdiği, pafta üzerine de tüm tevzi krokisini aktardığı anlaşılmaktadır.
3402 sayılı Yasanın 20/a maddesi “tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yerin tayininde; kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.” hükmünü içermektedir. Bu durumda, dayanılan tapu kaydının dava konusu yere uymadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu yer paftasındaki konumuna göre orman ve mera parselleri ile çevrili olup, orman ve mera bütünlüğünü bozduğundan kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla da kazanılmasına imkan yoktur. Açıklanan nedenlerle tapu kaydı kapsamında kalmadığı sabit olan taşınmaz bölümü hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 19/03/2012 günü oybirliği