Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/5667 Esas 2022/5911 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/5667
Karar No: 2022/5911
Karar Tarihi: 26.09.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/5667 Esas 2022/5911 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2021/5667 E.  ,  2022/5911 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat


    Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Tazminat talebinin dayanağı olan Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/422 soruşturma sayılı ve 22.07.2009 tarihli iddianamesi ile soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısının hukuk kurallarına uygun olmayan iddianame düzenlenerek davacının yargılanmasına neden olunarak, şirketlerinin yasaklı hale düşürüldüğü, maddi ve manevi kayıplarının ciddi boyutta olduğu, haksız ve hukuk dışı olarak sanık durumuna düşürüldüğü, telafisi imkansız bir şekilde kişilik haklarının yara aldığı, olayın şikayetçilerce duyurulması üzerine şirketlerinin tüzel kişiliği yaşadığı maddi kayıpların yanı sıra belediyeleri kandıran, sözleşme ve şartname dışı mal veren damgası yediğini, yirmi yıllık saygınlığını ve güvenilirliliğini, ticari itibarını ortadan kaldırdığını, ticari faaliyetlerini devam ettiremeyen yeterli düzeyde gelir elde edemeyen şirketlerinin kredilerinin aksamasına neden olunduğu gerekçeleri ile 10.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile talebinde yerel mahkemece,
    Kamu davasını açma görevi” başlıklı CMK’nın 170 maddesinin 2. fıkrasında “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü yer almaktadır. Buna göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa Cumhuriyet savcısı bir iddianame düzenleyerek dava açmak durumundadır. Cumhuriyet savcısının yeterli şüphenin varlığı halinde dava açıp açmama konusunda takdir hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Tabi ki kişilerin haksız yere dava süreciyle karşı karşıya bırakılmaları kabul edilemez. Kişi hakkında dava açılınca masumiyet karinesi de olsa elbette görev yaptığı kurum veya çalıştığı ... çevresinde hakkında olumsuz bir algı oluşacaktır. Bu amaçla 5237 saylı Ceza Muhakemesi Kanununda iddianamenin iadesi imkanı getirilmiştir. Buna rağmen hakkında her dava açılan kişiye de ceza verilmemektedir. Soruşturma evresinde dava açmak için yeterli şüphenin varlığı halinde ilgili şüpheli hakkında dava açılabilmektedir. Kovuşturma evresinde ise kişilere ceza verebilmek için dava açmak için yeterli olan şüpheden öte kesin kabul edilebilir delillerin varlığı aranır. Bu sebeple hakkında her dava açılan elbette ceza almayacaktır. Bu hem kovuşturma evresinin eylemle ilgili daha detaylı araştırma yapması hemde cezalandırmayı gerekli kılan kesin deliller aramasından kaynaklanmaktadır. Cumhuriyet savcısının yeterli şüphe halinde dava açma görevi varken, kovuşturma evresinde kuvvetli şüphe dahi olsa sanığa ceza verilemez. Sanığın beraat etmesi Cumhuriyet savcısının görevini yaparken kusurlu veya kasıtlı olarak eksik veya yanlış yaptığı anlamına gelmemektedir.
    Yapılan suç duyurusu üzerine ... bölümü gereği kendisine düşen soruşturma evrakında, daha önce Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan tespit dosyasını, ilgili belediyeden ihale dosyasını ve ihaleyi alan firmanın yetkili temsilcisini tespit edip gerekli ifadeleri temin ettikten sonra tespit raporundaki ihale şartnamesine aykırılık ve yapılması gereken işin yapılış şekli ve miktarına ilişkin belirtilen eksiklikler nedeniyle soruşturma evresinin gerektirdiği dava açmaya yeterli şüphe kavramı da dikkate alındığında davacı hakkında edimin ifasına fesat karıştırmak suçundan iddianame düzenlenmesinde, kasıtlı veya hukuka aykırı bir şekilde dava açılmasından bahsetmek mümkün görülmediği yasal görevi kapsamında olduğu, CMK 170 maddesine göre bu konuda bir takdir hakkınında bulunmadığı, bilirkişi incelemesinin de kendisince yaptırılmadığı Asliye Hukuk Mahkemesince yapıldığı, dava sonunda ilgilinin delil yetersizliğinden beraat etmesinin Cumhuriyet savcısının kusurlu olduğu anlamına gelmeyeceği, HMK 46 vd. maddeleri ile CMK 141 vd. maddelerinde belirtilen hallerin mevcut olmadığı, nazara alındığında ilgili savcının her hangi bir kasıt veya kusurunun, devletin sorumluluğunu gerektirir herhangi bir hizmet kusuru da bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde;
    Davacı tarafından ilgili Cumhuriyet savcısının eylemleri nedeniyle 15.06.2010 tarihinde açılan tazminat davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi ve bu kararın 27.01.2014 tarihinden kesinleşmesi üzerine, 22.07.2009 tarihli iddianame hakkında 28.02.2014 tarihinde açılan davanın 1 yıllık yasal süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın esas yönünden reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; mahkemece davanın reddine karar verilmesinde eleştirilen husus dışında usule ve kanuna aykırı yön bulunmadığından, davacı vekilinin davanın kabul edilmesi gerektiğine ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 26.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara