Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5731 Esas 2022/8041 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5731
Karar No: 2022/8041
Karar Tarihi: 20.10.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5731 Esas 2022/8041 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi, asıl ve birleşen davalar hakkında yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı/karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabul edilmesiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve asıl davanın reddine karar vermiştir. Ayrıca, kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları hariç olmak üzere, kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanların temyize tabi olacağı hükme bağlanmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi, 7035 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi, ve 7251 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesidir. Ayrıca, kararda belirtilen kanun hükümleri uyarınca temyiz edilen hükmün verildiği tarihte kesinlik sınırının 107.090 TL olduğu ve uyuşmazlığa konu kira ilişkisinden doğan asıl ve birleşen davada talep edilen alacak tutarlarının bu sınırın altında olduğu vurgulanmıştır.
3. Hukuk Dairesi         2022/5731 E.  ,  2022/8041 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 36. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen asıl ve birleşen davalar hakkında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı/karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı/karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    4/2/2011 Tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 1/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Temyiz edilemeyen kararlar” başlıklı 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi; “4 üncü maddede gösterilen davalar ile (23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar” hükmünü içermekte olup, açıklanan bu düzenleme ile kira ilişkisinden doğan ve aynı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinde görülen davalarda verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağı kabul edilmiştir.
    Ne var ki, 5/8/2017 tarihli ve 30145 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin başına; “Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları hariç olmak üzere” ibaresi eklenerek; kira ilişkisinden doğan alacak davaları, malvarlığı davaları gibi telakki edilmiş ve istinaf kanun yolunda kesinleşme yahut temyiz kanun yoluna başvurabilme konusunda, alacağın miktar veya değerinin esas alınması ilkesi benimsenmiştir.
    Yine 28/7/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine; “temyiz edilebilen alacak davaları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar” ibaresi eklenerek, kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanların temyize tabi olacağı hükme bağlanmıştır.
    Öte yandan, 6763 sayılı Kanun ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Ek Madde 1; “200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
    200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmünü içermektedir.
    Açıklanan bu kanun hükümleri uyarınca; temyiz edilen hükmün verildiği tarihte kesinlik sınırı 107.090 TL olup, uyuşmazlığa konu kira ilişkisinden doğan asıl ve birleşen davada talep edilen alacak tutarları bu sınırın altındadır. Temyiz kabiliyeti olmayan kararların temyiz istemleri hakkında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanunun 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Yargıtay tarafından temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
    Hal böyle olunca, davacı/karşı davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı/karşı davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara