Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/2784 Esas 2012/4692 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2784
Karar No: 2012/4692
Karar Tarihi: 29.05.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/2784 Esas 2012/4692 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/2784 E.  ,  2012/4692 K.
  • KADASTRO SONUCU OLUŞAN TAPU KAYDINDAKI ŞERHIN İPTALI
  • SIFAT YOKLUĞU
  • TEMSILCIDE YANILGI
  • HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 179

"İçtihat Metni"

ÖZET: ALEYHİNE DAVA AÇILANLARIN DAVALI SIFATLARININ BU­LUNMAMASI HALİNDE DAVA, SIFAT YOKLUĞUNDAN REDDEDİLİR. DAVA DİLEKÇESİNDE TARAFLARIN VE VARSA TEMSİLCİLERİNİN AD VE ADRES­LERİNİN BİLDİRİLMESİ GEREKLİ OLUP, BU BİLDİRİM ESNASINDA YAPILAN YANLIŞLARDAN BAZILARI, DAVANIN SIFAT YOKLUĞUNDAN REDDİ SONUCUNU DOĞURMAZ. DAVACININ, DAVALININ TEMSİLCİSİNDE YANILMIŞ OLMASI HALİ DE BU YANLIŞLARDAN OLUP, DAVACI TARAFÇA DÜZELTİLMESİ OLANAK DAHİLİNDEDİR.

DAVA DİLEKÇESİNDEKİ ANLATIM VE İSTEMDEN ASIL DAVA EDİLMEK İSTENENİN KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ DEĞİL, HAZİNE OLDUĞU ANLAŞILDI­ĞINDAN TEMSİLCİDE YANILMA HALİ RE’SEN GÖZETİLİP DAVANIN HA­ZİNE’YE YÖNELTİLMESİ İÇİN DAVACIYA OLANAK VERİLMELİDİR.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Kullanım kadastrosu sırasında 112 ada 13 parsel sayılı 3486.09 met­rekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 20 yıldan beri Ayşe’nin kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Özer, çekişmeli taşınmaz içinde kendi kullanımında olan 1000 m2 yüzölçümlü yeri olduğunu ileri sürerek Ayşe ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nü hasım göstererek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli 112 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki “işbu taşınmaz 20 yıldan beri Mehmet Kızı Ayşe’nin kullanımındadır” ibaresinin kaldırılarak, dava konusu taşınmazın, fen bilirkişinin raporunda belirttiği üzere (A) harfi ile ve sarı renkle gösterilen 2 katlı kargir bina bulunan 1026.72 m2’lik bölümünün beyanlar hanesine “işbu taşınmaz ve üzerindeki 2 katlı kargir ev Mehmet oğlu, Özer’in kullanımındadır” ibaresinin yazılmasına, fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile ve kırmızı renkle gösterilen 1459.37 m2’lik alanın beyanlar hanesine “işbu taşınmaz 20 yıldan beri Mehmet Kızı Ayşe’nin kullanımındadır” ibaresinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Kadastro Müdürlüğü’ne izafeten Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün 2010/7-70 esas·2010/86 karar sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatlarının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. HUMK’nın 179/1. maddesi gereğince de, dava dilekçesinde tarafların ve varsa temsilcilerinin ad ve adreslerinin bil­dirilmesi gerekmektedir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamaktadır. Davacının, davalının temsilcisinde yanılmış olması hali de bu tür yanlışlıklardan bir tanesi olup, davacı tarafça düzeltilmesi olanak dahilindedir. Somut olayda Kadastro Müdürlüğü’nün davalı gösterilmesinin ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmanın temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gerekir. Dava, kesinleşmiş kadastro sonucu oluşan tapu kaydındaki şerhin iptali ile davacı lehine tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesi istemi ile açılmış olup, davanın niteliğine göre, kullanıcı Ayşe’nin yanında husumetin taşınmazın kayıt maliki olan Hazine’ye de yöneltilmesi gerekmektedir. Dava dilekçesinde Kadastro Müdürlüğü’nün hasım gösterilmesinde isabet bulunmamakta ise de, dava dilekçesindeki anlatım ve istemden asıl dava edilmek istenenin Kadastro Müdürlüğü değil Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın sadece Kadastro Müdürlüğü’ne yöneltildiğinden söz edilemez. Zira ortada belirgin biçimde temsilcide yanılgı hali vardır. O halde mahkemece temsilcide yanılma halinin varlığı re’sen gözetilmeli, davanın tapu kayıt maliki Hazine’ye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davacı tarafın Hazine’yi davaya dahil etmesi durumunda davaya devam edilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bir karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gö­zetilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 29.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara