Esas No: 2011/15799
Karar No: 2012/3898
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15799 Esas 2012/3898 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... köyü, 102 ada 3, 114 ada 1, 142 ada 2 ve 146 ada 6 parsel sayılı sırasıyla 2765,91 m², 4800,72 m², 3419,17 m² ve 2720,33 m² yüzölçümlü çalılık ve ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilen taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece; davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasayla değişik hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların eylemli orman oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda parsellerin tamamının orman ağaçlarıyla örtülü olduğu açıklandığı halde ziraatçı bilirkişi raporunda ve mahkeme gözlemine göre 102 ada 3, 142 ada 2 ve 146 ada 6 nolu parsellerin boz halde, 114 ada 1 nolu parselin meşe ağaçlarıyla kaplı olduğunun belirtildiği, mahkemece bu çelişkilerin giderilmediği, ziraatçı bilirkişi raporunun sonuç bölümünde dava dışı başka taşınmazlar hakkında bilgi verildiği, orman bilirkişi tarafından uygulama yapılan rapora ekli memleket haritaları ve hava fotoğraflarının tarihlerinin belli olmadığı anlaşılmıştır.
O halde; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat bilirkişi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler
eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, taşınmazların konumu, eğimi ve bitki örtüsü konusunda açıklayıcı rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 15/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.