Esas No: 2011/10592
Karar No: 2012/3888
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/10592 Esas 2012/3888 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı Mithat Akbudak tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Yukarı ... mahallesi 6 ada 3 parsel sayılı 81.119 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 22.048 m2 yüzölçümlü Şubat 1955 tarih 172, Eylül 1962 tarih 20,Ağustos 1958 tarih 789 sıra nolu tapu kayıtları uygulanarak tarla niteliğiyle ... ve müşterekleri adlarına tespit ve tescil edilmiş, 24.07.1987 tarihinde yapılan imar uygulaması sonucu dava konusu 142 ada 5 sayılı taşınmazda olmak üzere 137 ila 158 adalarda bir çok ifraz parselleri oluşturulmuştur. Çekişmeli 142 ada 5 sayılı 407,86 m2 yüzölçümündeki taşınmaz satış yoluyla ..."a geçmiştir. 07.07.1994 tarihinde beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca orman rejimi dışına çıkarıldığı şerhi konulmuştur. Davacı Hazine,142 ada 5 sayılı taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığından tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Davacı ... ise; çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki 2/B şerhinin silinmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece,dava dosyaları birleştirildikten sonra Hazine tarafından açılan davanın kabulüne,kişinin davasının husumet yönünden reddine,dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil,beyanlar hanesindeki 2/B şerhinin silinmesine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1943 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1965 yılında genel arazi kadastrosu, 1981 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 04.01.1991 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen 3302 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına,kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman ve fen bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosu, 2. ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu taşınmazın 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması ile PIII numarasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı,bu işleminde kesinleştiği, davacılardan ..."ın taşınmazın beyanlar hanesindeki 2/B şerhinin silinmesi istemiyle Orman Yönetimi ile Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığını taraf göstererek dava açtığı,2/B uygulaması kesinleşen yerlerde husumetin 2924 sayılı Yasanın 3.maddesi uyarınca Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve Maliye Bakanlığına yönetilmesi gerektiği,mahkemece Maliye Bakanlığının (Hazinenin) davaya katılımı sağlanarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken Miktad Akbudak tarafından açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonuç itibariyle red kararı verildiğinden ve Hazinenin açtığı tapu iptali ve tescil davası kabul edildiğinden burada değinilmekle yetinildiği, çekişmeli taşınmazın 1943 yılında orman sınırları içine alınmakla,önceki tapu kayıtlarının Yasal değerini yitirdiği, kaldı ki; 22.048 m2 yüzölçümlü revizyon tapusunun miktarından çok fazla bölümün
baştan beri orman sınırları dışında kaldığından III numaralı 2. madde ve XXXI numaralı 2/B madde poligonlarının tapu kaydı kapsamında kaldığının da kabul edilemeyeceği, 3194 sayılı Yasanın 4. maddesinde imar uygulamasına tabi tutulacak arazilerin gösterildiği, Anayasanın 169 ve 170. maddelerinin koruyuculuğu altındaki ormanların ve 2/B madde alanlarının imar uygulamasına tabi tutulamayacağı,yapılan ifraz ve tescil işlemlerinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu,kaldı ki taşınmaz daha önce yapılan orman kadastro sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu göz önünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.’nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026 (E.M.Y. 934 - İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının,davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp,mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran,açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu,bu tür kayıtlarda T.M.Y."nın 1023 (E.M.Y.931 - İsviçre M.Y.974) maddesindeki "İyi niyetle edinme" kuralının da uygulanamayacağı, belirlenerek kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına, ... taşınmazı satın aldığından sebepsiz zenginleşme kurallarına göre satış bedelini bu yeri kendisine devir eden kişilerden geri alabileceğine göre yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak hüküm yerinde taşınmazın niteliğinin yazılmaması ayrıca 19.1.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesinde “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehdarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderine hükmolunmaz” ve yine 6099 sayılı Yasanın 17. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Geçici 11. maddesinde “Bu Kanununun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri içinde uygulanır” hükümleri uyarınca çekişmeli taşınmazın tapu maliki olan davalı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hükmün 3.bendinin 2.cümlesinde yer alan “İptali ile” sözcüklerinden sonra “ Arsa niteliğiyle” sözcüklerinin yazılması ayrıca Hazine tarafından açılan dosyadaki yargılama giderlerine ilişkin “ 7, 8 ve 9. bentlerinin” tamamen hükümden çıkarılarak bunların yerine “19.1.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi ve 6099 sayılı Yasanın 17. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Geçici 11. maddesi uyarınca Davacı Hazine tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Hazine yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesinin göndermesiyle H.U.M.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine 15/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.