Esas No: 2011/15818
Karar No: 2012/3874
Karar Tarihi: 15.03.2012
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15818 Esas 2012/3874 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/17255-19538 sayılı 28.12.2009 günlü bozma kararında özetle: “Mahkemece, 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17. maddelerinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının davalı yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli parselin etrafında bulunan 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113 ve 114 adalarda bulunan parsellerin tümü hakkında aynı iddia ile dava açıldığı ve davalı Hazine tarafından aynı iddia ile davaya karşı çıkıldığı, bunlardan bir kısmı hakkında verilen kararların Yargıtayca bozulduğu, bir kısmı hakkındaki davaların halen devam ettiği, öncesi bütün olan küçük yüzölçümlü parsellerin öncesinin bir bütün olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bir dosyada dava konusu edilen küçük parsel bazında inceleme yapılarak sonuca varılamaz. Davalı Hazine, taşınmazın imar-ihyasının tamamlanmadığı ve zilyetlikle mülk edinme şartların gerçekleşmediği iddiasına dayanmış, delil olarak da taşınmazın fotoğrafları ile 01.02.2007 tarihli harita mühendisi, ziraat ve inşaat teknikerinin de imzaladığı "Tespit tutanağı" başlıklı belgeyi dava dilekçesine eklemiştir. Hazinenin dayanağını oluşturan bu tutanakta taşınmazın; taşlık, kıraç olduğu, uzun süredir ve hali hazırda işlenmediği belirtilmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucu dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişi raporunda ise; taşınmazın çok uzun süredir tarım arazisi olarak kullanıldığı belirtilmiştir. Birbiri ile çelişkili olan raporlar üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan ayrıntılı rapor alınarak giderilmemiş, ayrıca hakimin gözlemi de zabta geçirilmemiştir. Böylece taşınmazın niteliği ve zilyedliğin süresi konusundaki kuşkular aydınlatılmamıştır.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde, 1972 yılında yapılan ilk tesis kadastrosuna ait fotogometrik yöntemle düzenlenen kadastro paftası kadastro müdürlüğünden getirtilerek; dava konusu yerle birlikte 2006 yılında ek kadastrosu yapılan taşınmazların 1972 yılında hangi sebeple kadastrosunun yapılmadığı, o tarihteki niteliğinin ne olduğu kadastro müdürlüğünden sorulmalı ve alınacak cevapla birlikte orijinal kadastro pafta örneği dosyaya konulmalıdır.
2006 yılında ek kadastrosu yapılan ve öncesi bütün olan parselleri dıştan çevreleyen ve 1972 yılında yapılan ilk tesis kadastrosunda tapulaması yapılan parsellere ait tapulama tutanak örnekleri ile varsa dayanağı tapu ve vergi kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri ile birlikte getirtilerek, doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yerel bilirkişi ve uzman üç kişilik ziraat bilirkişileri kurulu aracılığı ile yeniden keşif yapılmalı, keşifte taşınmazın konumu, toprak yapısı, üzerindeki bitki örtüsü ve çevre taşınmazlara göre arz ettiği özellikleri belirtir
hakimin gözlemi zabta yazılmalı, uzman ziraat mühendisleri kurulundan; Hazinenin cevap dilekçesi ekindeki belgeler ile tespit tutanağındaki bulgular ve keşif sonucu dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişi raporundaki veriler değerlendirilerek taşınmazın niteliği hususundaki çelişkiyi de giderecek şekilde, komşu parsellerin toprak yapısı da karşılaştırılarak taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazın fotoğrafları çektirilerek rapora eklenmelidir.
3402 sayılı Kadastro Yasasının 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tespit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Yasasının 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava ya da kadastro tespit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip kesin olarak belirlenmesi ve usulüne uygun zilyetlik araştırması yapılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı ...’in davasının reddine, katılan Hazinenin davasının kabulü ile dava konusu Gökpınar köyü 105 ada 19 nolu parselin 3402 sayılı Yasanın 18. maddesi gereğince tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince tescil davası olarak açılmış, davanın devamı sırasında arazi kadastrosu yapıldığından kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 25.04.1991 tarihinde ilanı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 15/03/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.