Esas No: 2012/1819
Karar No: 2012/3821
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/1819 Esas 2012/3821 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 19.09.2011 gün ve 2011/9620-10152 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, tescil ilamı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla 4862 ada 173 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine yasal süresinde itiraz etmiştir. Yargılama sırasında zamanaşımı zilyetliği koşullarının davalılar yararına oluşmadığı savıyla Hazine davaya katılmıştır. Mahkemece davacılar ve katılan Hazinenin davalarının reddine dair verilen karar, davacılar vekili ve Hazine tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 06.11.2006 gün 2006/5692-7036 sayılı kararı ile “Aynı adada ve aynı iddia ile açılan davaların birleştirilmesi, tescil ilamının kapsamının belirlenmesi, taşınmazın geçmişte ne durumda ve kime ait olduğu, nasıl kullanıldığının keşif yapılarak belirlenmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra aynı iddia ile açılan 4862 ada 151, 167, 176, 178, 179, 182, 184, 227, 228, 242 ve 243 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin dava dosyalarının aynı gerekçeler ile bozulması sonucu davalar birleştirilmiştir. Birleştirilen 4862 ada 176, 178, 179, 182, 184, 227 ve 228 parsellere ilişkin davaların yargılamaları sırasında aynı savla Hazinenin davalara katıldığı anlaşılmıştır. Bozma kararından sonra ise tüm taşınmazların orman sayılan yerlerden oldukları iddiasıyla Orman Yönetimi davaya katılmıştır. Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda, davacı gerçek kişilerin davasının reddine, davacı ... Yönetiminin 173 ve 176 parsellere yönelik davasının kısmen kabulüne, 176 parselin (B)=561,80 m², 173 parselin (B)=1467,95 m²’ lik bölümlerinin orman niteliği ile Orman Yönetimi adına, 176 parselin (A)=2703 m², 173 parselin (A)=3003,72 m²’lik bölümleri ile 4862 ada 151, 167, 178, 179, 182,184, 227, 228, 242 ve 243 sayılı parsellerin tespit malikleri adına tescillerine, 4862 ada 227 parsele yönelik Hazinenin davasının reddine ilişkin verilen karar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Dairenin 19.09.2011 gün 2011/9620-10152 sayılı kararı ile “...hüküm fıkrasının ikinci paragraf ve ikinci ve üçüncü satırında yer alan “ ... Davalı ... adına tapuya tespit ve tesciline,” cümlesi kaldırılarak, bunun yerine, “ .. Orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,” dördüncü paragrafta yer alan "242 sayılı parselin tespit maliki adına tesciline" cümlesi kaldırılarak yerine "4862 ada 242 sayılı parselin mera niteliği ile sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilerek onanmasına...” karar verilmiştir. Bu kez, Hazine tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin gözönüne alınmadığı ve 20 yıllık zilyetliğin adına tescil kararı verilen kişiler lehine oluşmadığı gerekçeleriyle kararın düzeltilmesi talep edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 10.06.1997 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, bozma ilamlarına uyularak karar verilmiş ise de, bozmaların gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; uyulan bozma kararında, aynı adada yer alan taşınmazlara aynı nedenle açılan davaların birleştirilmesi gerektiği belirtildikten sonra, dıştan komşu taşınmazların tutanağı ve dayanağı belgelerin getirtilmesi, komşu köyde ikamet edip davada yararın bulunmayan, yansız ve yaşlı, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişi ile aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ile taşınmazlar başında keşif icra edilerek tescil ilamının kapsamının, taşınmazların öncesinin, kimden kime intikal ettiğinin, zilyetliğin başlangıcı ve nasıl sürdürüldüğünün, devletin hüküm ve tasarrufu altında olması halinde imar ihyaya konu olup olmadıklarının araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, birleştirilen parselleri bir arada gösterir birleşik kroki ile dıştan komşu parsel ve dayanağı belgeler getirtilip taşınmazları ne okudukları belirlenmemiş, taşınmazların bulunduğu Üngüt köyü"nden başka bir köyde ikamet eden yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenen tanıklar dinlenmek suretiyle zilyetliğin kim tarafından ve nasıl sürdürüldüğü tespit edilmemiş, taşınmazların üzerindeki ağaçların, yaşları, dağılımı, cinsi ile çevre araziler ile karşılaştırılması yapılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulamaz.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdidi, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada 227 sayılı parselin orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığından, önceki bilirkişiler dışında bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, adına tescil kararı verilen kişi yönünden 3402 sayılı Yasanın 14. ve 17. maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı; parselin öncesinin ne olduğu, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların imar-ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı; gerçek eğimi klizimetre aracılığıyla belirlenmeli; taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı; taşınmaz üzerindeki ağaçların cinsleri, yaşları, dağılımları ile numune alınmak suretiyle toprak yapısı belirlenmeli; taşınmazları dıştan çevreleyen bitişik veya yakın komşu parsel tutanak ve dayanakları tapu veya vergi kayıtları getirtilerek taşınmazı ne gösterdikleri saptanmalı, bilirkişilere keşfi izlemeye imkan verir kroki düzenlettirilmeli; toplanan delillere göre oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Ayrıca, Hazine tarafından 4862 ada 173, 176, 178, 179, 182, 184, 227 ve 228 sayılı parsellere ilişkin olarak açılan davalara katılındığı halde, yalnızca 227 parsele yönelik olan katılımı konusunda karar verilmesi ile yetinilerek diğer parsellere ilişkin katılma yoluyla açtığı davalar hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiş olup, bu parseller yönünden de yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapıldıktan sonra bir karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; katılan Hazinenin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemizin “19.09.2011” gün ve “2011/9620-10152 E.K sayılı düzelterek onama kararının 4862 ada 173 parselin (A)=3003,72 m², 176 parselin (A)=2703 m²lik bölümleri ile 4862 ada 176, 178, 179, 182, 184, 227 ve 228 parsellere yönelik olarak KALDIRILMASINA, 10.02.2010 gün ve 2007/155-7 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıdaki gerekçeyle BOZULMASINA 14/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.