Esas No: 2013/8588
Karar No: 2013/25448
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/8588 Esas 2013/25448 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile yapılan 17.04.2010 tarihli sözleşme ile 300.000 adet kırmızı lahanayı 120.000 TL bedelle tarladan satın aldığını ancak 14/5/2010’da ürünleri kontrol için gittiğinde ürünlerin yeterince sulanmaması, ilaçlama, gübreleme ve çapalamanın yapılmaması nedeniyle ekonomik değeri olmayan bir halde olduğunu gördüğünü, bu nedenle zararın miktarı ve nedeninin tespiti ile...Sulh Hukuk mahkemesine dava açarak 2010/24 D.iş sayılı dosya numarası ile tespit yapıldığını, zararla ilgili ziraat mühendisinin raporunu tanzim ettiğini, davalıya sözleşme gereği 30.000.00 TL"si nakit 15.000.00 TL "si Akbank... Şubesine ait 16/05/2010 tarihli, Z3432076 numaralı çek ile ödenen toplam 45.000.00 TL"nin istirdadını, müvekkilinin davalı adına keşide ettiği Akbank... Şubesine ait 15/06/2010 tarihli Z3432078 numaralı ve 15.000.00 TL bedelli-10/07/2010 tarihli Z3432079 numaralı ve 20.000.00 TL bedelli, 30/07/2010 tarihli, Z3432080 numaralı ve 25.000.00 TL bedelli çeklerin ödenmelerinin... icra müdürlüğünün 2010/894 E. sayılı dosyasında devam eden kesinleşmiş takibin dava sonuna kadar durdurulmasına, yapılan tespitte zarar gören ve ekonomik olarak değeri olmayan bitkilerden dolayı uğradığı zararın tespiti ile 25.000.00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava, taraflar arasında yapılan protokol çerçevesinde tarlada satılan ürünlerin sulama, ilaçlama, gübreleme ve çapalama işlemlerinin yeterince yapılmaması nedeniyle oluşan zararın tazmini ile ödenen bedellerin istirdadı ve çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebiyle açılmıştır. Davalı, taraflar arasında imzalanan protokolün 2. maddesinde; “... istediği zaman ... sulama, gübreleme ve ilaçlama yapmak zorundadır.” hükmünün kararlaştırıldığını, davacının ürünün yeterince bakımının yapılmadığı ve bakımının yapılması gerektiği konusunda kendisine herhangi bir uyarı ve ihtarda bulunmadığını, kendisinden kaynaklanan bir kusur ile ürünün zarar görmediğini, davacının ürünü tarlada iki ay fazladan bırakarak zarara sebep olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının, davacıya tarlada satılan ürünün bakımını ve sulamasını yapmayarak zarar görmesine sebep olduğu, tarlalarda 12.761,26 kg hasadın yapıldığı, bununda 10.209,01 TL değerinde olduğu, tarlada hasat edilmeyen ürünün hiçbir ekonomik değerinin bulunmadığı, davalının anlaşma gereği üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, davacıya sattığı ürünlerin zarar gördüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 17/04/2010 tarihli protokolün 2. maddesinde açıkça davacının istediği zaman, davalının sulama, gübreleme ve ilaçlama yapmak zorunda olduğu ifade edilmiştir. Protokolün bu hükmü sözleşme serbestliği kapsamında geçerli olup, tarafları bağlar. Davalı da 23.09.2010 havale tarihli cevap dilekçesinde, taraflar arasında kararlaştırılan bu hüküm gereğince davacı tarafından kendisine gönderilmiş bir ihtarname bulunmadığı gibi herhangi bir uyarının da yapılmadığını, kendisinin üzerine düşeni yerine getirdiği savunarak, davacının iddialarına karşı çıkmıştır. Dosyada bulunan bilirkişi raporlarında, ürünün zarar görme nedeninin bakımının yeterince yapılmamasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Davacı, 11.10.2010 tarihli cevaba cevap dilekçesinde, davalının bu savunmasına karşı çıkarak, davalıyı defalarca ürünün bakımı konusunda uyardığını ancak bunlara rağmen davalını ürünün bakımını yapmadığı gibi, başka esnaflara da çok miktarda borcu bulunduğundan yaşadığı yeri terk ettiğini, böylece protokol hükümleri gereğince üzerine düşenleri yerine getirmediğini ve zarara uğramasına sebebiyet verdiğini söylemiştir. Protokolün bu hükmü gereğince davacının, davalıyı tarlayı sulaması, gübrelemesi ve çapalaması konusunda uyardığını kanıtlama yükü, bu vakıadan lehine hak çıkaran taraf olan davacıya aittir. Mahkemece yapılacak iş, taraflar arasında düzenlenen protokol çerçevesinde, davacı tarafından tarladaki ürünün bakımı ile ilgili davalıya uyarı ve ihtarda bulunulup bulunulmadığı konusunda taraf delillerinin toplanarak
sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu hususa dikkat edilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 1 nolu bent gereğince temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 22.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.