20. Hukuk Dairesi 2011/13825 E. , 2012/3788 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, davalılar murisi ... adına tapuda kayıtlı olan, ... beldesi ... mahallesi 176 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, 1951 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı içinde kaldığını ve fiilen orman olduğunu ileri sürerek, tapusunun iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın KABULÜNE, davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Yasaya göre 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 3402 sayılı Yasaya göre 1990 yılında yapılıp aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Yörede genel arazi kadastro çalışmaları 29.09.1993 tarihinde yapılıp 09.06.1994 ila 08.07.1994 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiş ve dava konusu taşınmaz davalılar murisi adına tapu siciline tescil edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman ve fen bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu taşınmazın 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, tapu sicilinde orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı ve mülkiyet hakkı Hazineye ait kamu malı orman olduğu halde, arazi kadastro ekiplerince bu durum gözönünde bulundurulmadan, hata ile ikinci kere kadastrosu yapılıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026. (E.M.Y. 934 - İsviçre M.Y. 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edilebileceği; somut olayda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai), mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu belirlenerek
kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen; "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz" şeklindeki 36/A ve 17. maddesi ile eklenen "bu kanunun 36/A maddesi hükmü henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır" şeklindeki geçici 11. maddeleri hükümleri uyarınca davalı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunamayacağından, davalılara yargılama gideri yükletilmesine karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hükmün 2, 3 ve 4 numaralı bendlerinin hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine 2 numaralı bent olarak "" 2- 3402 sayılı Yasaya 6099 sayılı Yasa ile eklenen 36/A ve geçici 11. maddelerine göre; davacı ... Yönetiminin yaptığı tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve aynı yasa hükmü gereğince davacı ... Yönetimi yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına"" cümlelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 14.03.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.