Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/6973 Esas 2022/8352 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6973
Karar No: 2022/8352
Karar Tarihi: 31.10.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/6973 Esas 2022/8352 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/6973 E.  ,  2022/8352 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı şirketin tarımsal sulama abonesi olduğunu ancak, tesisten sulama yapmayıp arazisini DSİ sulama kanallarından suladığını; söz konusu tesisten sadece oturduğu meskenin elektrik ihtiyacını karşıladığını, tahakkuk edilen bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek; kaçak kullanım bedeli olarak tahakkuk ettirilen 19.463,69 TL borcunun olmadığının tespitini talep etmiştir.
    Davalı; davacının kaçak elektrik kullandığının sabit olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, davacının, davalı şirket tarafından 04901565 tesisat numaralı aboneye 21.07.2014 tarih ve 07757 sayılı kaçak elektrik tespit tutanağı ile tahakkuk ettirdiği 19.463,70.TL'lik borç nedeniyle 29,08 TL kaçak tahakkuk ve 1.327,72 TL ek tahakkuk bedeli olmak üzere toplam 1.356,80 TL borçlu olduğunun, 18.135,98 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 08.05.2018 tarihli ve 2016/17259 E. 2018/4823 K. sayılı ilamla; "... kaçak kullanımın sayaç değişim tarihinden önceki dönemde; Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden önce gerçekleştiği, bu durumda dava konusu kaçak elektrik bedelinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan ve kaçak kullanımın gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan "Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar" hakkında 29.12.2005 günlü 622 sayılı karar hükümleri dikkate alınarak hesaplanması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece, "Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karara göre hesaplanması yönünde alınan rapor doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 21.07.2014 tarih, F-07757 sayılı Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağından dolayı 17.396,60 TL borcu olmadığının, 2.067,99 TL borcu olduğunun tespitine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 05.12.2019 tarihli ve 2019/2218 E. 2019/9724 K. sayılı ilamla; bozmaya uygun karar verilmediği, hükme esas alınan raporda yapılan hesaplamada; kaçak işlemi sonrası 16.03.2014-19.07.2014 tarihleri arasındaki dönemde yapılan örnek tüketim kayıtları esas alındığı, bu şekilde 622 sayılı Kurul Kararının “Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde açıklanan yönteme uygun hesaplama yapılmadığı, buna göre mahkemece birden fazla davalı şirket tahakkuk dökümü olduğu da göz önünde bulundurularak, davalıdan dava konusu kaçak kullanıma ilişkin kaçak ve kaçak ek tahakkuk bilgileri temin edildikten sonra, bilirkişi heyetinden rapor alınmasının ardından oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; 16.03.2014 ile 19.07.2014 tarihleri arasındaki 126 günlük tüketim ortalaması esas alınarak, yapılan hesaplamaya göre, davanın kısmen kabulü ile davacının 17.396,60 TL borçlu olmadığının tespitine, 2.067,99 TL'lik fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Bir mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
    Dairece verilen ikinci bozma kararında belirtildiği üzere; EPDK tarafından alınan 29.12.2005 tarihli ve 622 sayılı Kurul Kararının; “C) Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde; "Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı;
    1)Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
    a) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)
    b) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa;
    2)Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre,
    3) Meskenler ve müstakil trafolular hariç olmak üzere diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama aylık çalışma saatlerine göre, hesaplanır."
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacıya ait sayacın 16.03.2014 tarihinde değiştirildiği, sayacın muayenesi üzerine kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, ardından geriye dönük 12.03.2014-16.03.2014 arası 4 günlük süre yönünden kaçak, 12.03.2014 tarihinden geriye dönük 134 günlük süre yönünden ek tüketim tahakkuku yapıldığı belirlenmektedir.
    Bu kapsamda; uygulanması gereken 622 sayılı Kurul Kararının c/1-a bendinde, “Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönemin ihtilafsız dönem olarak kabul edileceği ifade edilmesine karşın, bozma kararı öncesi hükme esas alınan ve bozma sonrası yine aynı şekilde düzenlenen bilirkişi raporunda ise; kaçak kullanım tarihinden sonraki 16.03.2014-19.07.2014 tarihleri arasındaki dönemin ihtilafsız dönem kabul edilerek hesaplama yapıldığı, böylelikle bozma ilamına uyulmasına karşın bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Kaçak kullanım tarihinden önce; ihtilafsız dönem olarak kabul edilebilecek doğru tüketim değeri olmadığı takdirde, dava konusu tarımsal sulama aboneliğine ilişkin 622 sayılı kararının (c/1-b-2) uyarınca, kurulu gücün kullanma faktörü ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilerek ortalama aylık çalışma saatine göre tahakkukun hesaplanması gerekmektedir.
    O halde, mahkemece; 622 sayılı Kurul Kararı uyarınca, geriye dönük inceleme neticesinde ihtilafsız dönem tespit edilemiyorsa, kurulu gücün kullanma faktörü ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilerek ortalama aylık çalışma saatine göre davalı ... şirketinin talep edebileceği kaçak ve ek tüketim bedellerinin hesaplanması yönünde denetime elverişli rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara