Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/8565 Esas 2012/4336 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/8565
Karar No: 2012/4336
Karar Tarihi: 21.05.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/8565 Esas 2012/4336 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2011/8565 E.  ,  2012/4336 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
    Davacı ..., kadastro çalışmaları sırasında adına tespit edilen 102 ada 16, 103 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazların miktarlarının tapu kayıt miktarından eksik ölçülerek tespit dışı bırakıldığı iddiası ile, bu bölümlerin adına tescili istemi ile Hazineyi hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Kadastro Mahkemesi tarafından verilen kararın görev yönünden bozulması üzerine bozma ilamına uyularak dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, tespit dışı bırakılan çekişmeli taşınmazların davacı tarafın dayanak tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen bölümün bulunduğu Kemerköprü Köyü ile aynı krokide (D) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlerin bulunduğu Görecek Köyü Tüzel Kişiliklerinin dava sonucunda yararları olmasına rağmen bu köyler davaya dahil edilmemiş, davacının dayandığı tapu kayıtları tescil ilamı ile oluşmasına rağmen tescil ilamları ve dayanağı haritaları getirtilerek uygulanmak suretiyle kapsamları belirlenmemiş taşınmazların çaydan kazanılıp kazanılmadığı hususunda jeolog bilirkişiden ayrıntılı rapor alınmamış, Görecek Köyünde 1974 yılında, Kemerköprü Köyünde ise 1962 yılında yapılan Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazlar ile ilgili nasıl bir işlem yapıldığı araştırılmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazların bulunduğu Kemerköprü ve Görecek Köyü Tüzel Kişilikleri davaya dahil edilerek taraf koşulu sağlanmalı, davacının dayandığı 23.11.1995 tarih ve 6, 7 ve 8 sıra numaralı tapu kayıtlarının Muradiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.1963 tarih, 1962/217-1963/19 sayılı kararı ile hükmen oluşmuş olması nedeniyle tapu kayıtlarının dayanağı olan tescil ilamı ve krokileri getirtilmeli, fen bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen dava konusu bölüme komşu Kandahar Mahallesi çalışma alanı içinde kalan tüm taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde onaylı tutanak örnekleri ile varsa dayanak belgeleri, tutanakları kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, davalı iseler düzenlenecek dosya inceleme tutanaklarının, temyiz incelemesi için Yargıtay"a gönderilmiş iseler onaylı karar örnekleri dosyaya konularak, dosya tamamlandıktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız,
    yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, teknik bilirkişi, ziraat bilirkişi ve jeolog bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında davacı tarafın dayandığı tapu kayıtları ve haritaları uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 20/A maddesi gereğince tescil haritalarına göre belirlenmelidir. Tescil krokilerinin uygulama kabiliyetinin bulunmaması durumunda ise tapu kayıtlarının hudutları okunarak mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; kayıtların, sınırlarında okunan "çay" sınırı itibarı gayri sabit hudutlu olduğu ve bu nitelikteki kayıtların kapsamlarının miktarları ile geçerli olduğu düşünülmeli, tapu kayıtlarının kapsamı bu kayıtların revizyon gördüğü dava dışı 102 ada 8, 9, 11, ve 16 ile 103 ada 1 ve 3 parseller de dikkate alınarak sabit sınırlardan başlanılmak suretiyle belirlenmeli; teknik bilirkişiye, uygulanan tapu kayıtlarınınn kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilerek, Görecek Köyünde 1974 yılında, Kemerköprü Köyünde ise 1962 yılında yapılan Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazların nasıl bir işleme tabi tutulduğu açıklattırılmalı; dava konusu taşınmazların tapu kayıtları kapsamı dışında kalan bölümlerinin bulunması halinde, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı; jeolog bilirkişiden çekişmeli taşınmazlar ile sınırlarındaki çay arasındaki kot farkını ve taşınmazların çaydan kazanılıp kazanılmadığını, öncesinin çay yatağı olup olmadığını ve zilyetlikle edinilebilecek yerlerden olup olmadığını belirten rapor alınmalı; yine ziraatçi bilirkişiden taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü ve niteliğini, komşu parsellerin, özellikle aynı tapu kapsamında olduğu ileri sürülen taşınmazlar yönünden, toprak yapısı ile karşılaştırmalı şekilde belirten, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi ile zilyetlikle mülk edinmeye yeterli süreye ulaşıp ulaşmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; keşif sırasında çektirilecek fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazların sınırları kabaca işaretlettirilmeli; mahkemenin, taşınmazların konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi keşif tutanağına geçirilmeli; bu bölümlerin zilyetlikle iktisap edilebilen yerlerden olduğu saptandığı takdirde Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde belirtilen miktar sınırlamaları ile ilgili araştırma yapılmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara