Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14740 Esas 2012/3707 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/14740
Karar No: 2012/3707

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14740 Esas 2012/3707 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/14740 E.  ,  2012/3707 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı Hazine vekili, ... kasabası 1402 parsel sayılı 13634,76 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, yörede 1941 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde iken 25.09.1980 tarihinde 6831 sayılı Yasanın 2. ve 2/B madde uygulaması sonucu 9320,38 m² bölümünün Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılıp işlemin kesinleştiğini belirterek davalılar adına olan tapu kaydının 9320,38 m² bölümünün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davacı Hazine vekili 10.06.2010 havale tarihli dilekçe ile çekişmeli taşınmazın 12363,13 m² bölümünün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline ilişkin olarak davayı ıslah etmiştir. Mahkemece, davanın KABULÜNE ve dava konusu parselin 13.05.2010 havale tarihli fen ve orman bilirkişi krokisinde (C) işaretli kırmızı renkle taralı 12363,13 m² bölümünün tapu kaydının iptaline ve Hazine adına tapuya tesciline, bu bölüme ilişkin olarak tapu kütüğünün beyanlar hanesine “6831 sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasayla değişik 2. maddesi ile orman rejimi dışına çıkarılan yerdir” şerhinin konulmasına karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1941 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastro çalışması ile 1975 yılında 1744 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 24.06.1977 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 13.11.2007 tarihinde ilan edilen 2/B madde çalışması ile 26.03.2007 tarihinde ilan edilen 4999 sayılı Yasaya göre fenni hataları düzeltme çalışması vardır.
    Arazi kadastrosu 1954 yılında yapılarak kesinleşmiş, 1990 yılında 2859 sayılı Yasaya göre pafta yenileme çalışması yapılmıştır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre çekişmeli taşınmazda davanın kabulüne karar verilen bölümün 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı, daha sonra 1974 yılında 1744 sayılı yasayla değişik 2. madde uygulama çalışmasında 2. madde parseli olarak orman sınırları dışına çıkarıldığı ve işlemin kesinleştiği, bu nedenle 2007 yılında yapılan 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasayla değişik 2/B madde uygulamasına konu edilmediği, yine 2006 yılında 4999 sayılı Yasaya göre yapılan fenni hataların düzeltilmesi çalışmasında da daha önce grafik yöntemle yapılan orman kadastrosu ve 2. madde haritaları sayısallaştırılarak orman tahdit sınır nokta ve hatlarına koordinat verildiği, yani kısacası 1976 yılından sonra yapılan çalışmaların aplikasyon
    niteliğinde olduğu, taşınmaz 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydının yasal değerini yitirdiği ve aslında orman olan taşınmaz hakkında arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturmaları nedeniyle 766 sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y. 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olduğu, malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı gibi 14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen "bu hüküm iddianın ve taşınmazın niteliği ile devlet yada diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" hükmü ve 5841 sayılı yasanın 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen geçici 10 maddesindeki (Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmü, 23 Temmuz 2011 tarihli ve 28003 sayılı Resmi Gazetede gerekçesi yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 12/5/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile İPTAL edildiğinden kamu malı iddiasıyla açılan davalarda 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı ve sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği anlaşıldığına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamakla yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 13/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara