Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14716 Esas 2012/3704 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/14716
Karar No: 2012/3704

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14716 Esas 2012/3704 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/14716 E.  ,  2012/3704 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyü 4627 parsel sayılı 1665,63 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince nitelik kaybettiği için orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğu edinme kısmında belirtilerek beyanlar hanesinde “...oğlu ..."nın zilyedliğindedir” şerhi verilerek Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı gerçek kişi, mirasen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının yararına oluştuğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın KISMEN KABULÜNE ve fen bilirkişisinin 29.07.2011 havale tarihli raporunda ve krokisinde (A) işaretli 721,92 m²"lik bölümün aynı adada verilecek son parsel sayısında tarla niteliği ile davacı adına tesciline, aynı raporda (B) işaretli kısma yönelik talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 6831 sayılı Yasaya göre 1966 yılında Reşadiye Serisi Devlet Ormanına ilişkin seri usulde fotogrametrik metotla yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3402 sayılı Yasa uygulamalarına esas olmak üzere 6831 sayılı Yasaya göre 08.08.1990 tarihinde yapılan aplikasyon ve 3302 sayılı Yasayla değişik 2/B uygulaması vardır.
    1)Davacı gerçek kişinin temyiz itirazı yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından  eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporlarında (B)=943,71 m²lik bölümünün 15.10.1961 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkarıldığı ve işlemin kesinleştiği anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE,
    2)Davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece bilirkişi raporlarında (A)=721,92 m²"lik bölümün orman tahdidi dışında kaldığı ve kazandırıcı zamanaşımı koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın bu bölüme ilişkin kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki; davacı zilyedlikle iktisab şartlarının yararına oluştuğu iddiasıyla dava açtığına göre, taşınmazın özel mülkiyete tabi arazilerden olup olmadığı, üzerinde ekonomik amaca uygun zilyedlik bulunup bulunmadığı hususunda ziraat bilirkişi  aracılığıyla inceleme yapılmamış, çekişmeli taşınmazın üzerinde bulunan Bizans Dönemine ait yapı kalıntısının 2863 ve 3386 sayılı Yasalar uyarınca anıt eser olarak tescil edildiği İzmir II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 08.10.1997 tarih 7103 sayılı kararından anlaşılmakla çekişmeli taşınmazın 1. veya 2. derecede arkeolojik sit alanında kalıp kalmadığı arkeolog bilirkişi aracılığıyla incelenmemiş, çekişmeli
    taşınmazın üzerinde bulunan anıt eserin 2863 sayılı Yasanın 11. maddesine göre 1. grup kültür varlığı olarak ilan edilerek tescil edilip edilmediği tespit edilmemiştir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulamaz.
    O halde; incelenen dosya kapsamına, uzman orman bilirkişi tarafından, orman tahdidi,  eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporlarında (A)=721,92 m²lik bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiğine göre, davacı gerçek kişi yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; taşınmazın üzerinde bulunan anıt eserin 2863 sayılı Yasanın 11. maddesine göre 1. grup kültür varlığı olarak ilan edilerek tescil edilip edilmediği sorulmalı, yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine ve arkeolji mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, 1. veya 2. derecede arkeolojik sit alanında bulunup bulunmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa,  zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisleri yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı (5403 sayılı Yasanın 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) belirlenerek  toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Kabule göre de, dava konusu taşınmazın (B) bölümüne ilişkin olarak infazı mümkün tescil kararı verilmemesi de doğru değildir.
    SONUÇ: 1) Yukarıda 1. bendde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin  temyiz itirazlarının reddi ile çekişmeli taşınmazın (B) işaretli bölümüne ilişkin olarak hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı ..."ya yükletilmesine,
    2) İkinci bendde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin  temyiz itirazlarının reddi ile çekişmeli taşınmazın (A) işaretli bölümüne ilişkin olarak hükmün BOZULMASINA 13.03.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.
     







    Hemen Ara