Esas No: 2011/14736
Karar No: 2012/3703
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14736 Esas 2012/3703 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... ilçesi, ... köyünde bulunan yaklaşık 5 dönüm miktarlı taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre müvekkili davacı adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın KABULÜNE ve fen bilirkişileri ... ve ... tarafından düzenlenen 15.06.2009 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) işaretli mavi renkle boyalı 3254,77 m² yüzölçümlü olarak gösterilen taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 Sayılı Yasaya göre 1942 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1744 Sayılı Yasaya göre yapılıp 11.06.1982 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. uygulaması vardır.
Taşınmazların bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1953 yılında yapılıp kesinleşmiştir. Daha sonra 2859 Sayılı Yasaya göre 20.06.2001 tarihinde yapılıp 16.10.2001 – 15.11.2001 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen yenileme çalışmaları vardır. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiş olup taşınmaz orman niteliği ile tescil harici bırakılmıştır.
Mahkemece, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyedlik koşullarının davacı yararına oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli ve kanaat verici değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu ile 4999 Sayılı Yasanın 3. maddesiyle değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanlardan olup olmadığının belirlenmesi için eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile incele yapılmamış, orijinal kadastro paftası üzerinde taşınmaz gösterilmemiş, sınır bulunduğu 125 ada 16 sayılı parselin (eski 917 parsel) sazlık, bataklık yerlerin kurutulması ile idari yoldan tescil edildiği halde, sazlık ve bataklıktan kurutulan yerleri gösterir harita ve tutanaklar getirtilerek taşınmazın bu neviden yerlerden olup olmadığı belirlenmemiş, davacı ve önceki zilyed adına sazlık ve bataklıktan kurutulan yerlere ilişkin olarak Hazine tarafından kiraya verilip verilmediği araştırılmamış, 3573 Sayılı Yasa kapsamında dağıtılan sahada kalıp kalmadığı ile taşınmazın gerçek eğim durumu belirlenmemiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Mahkemece, davacı ve önceki zilyed Murad Aslan adına Hazine tarafından sazlık ve bataklıktan kurutulan yerlere ilişkin kiralama yapılıp yapılmadığı, varsa buna ilişkin belgeler, varsa kiralanan yere ilişkin harita veya kroki, 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahına İlişkin Yasa kapsamında dağıtılan yerlerin haritası ve tutanakları, sazlık ve bataklıktan kurutulan yerlerin haritası, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, eğiminin doğru olarak hesaplanması için belediyede bulunan halihazır harita ve münhanili haritalar ile varsa topografya haritaları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir jeolog mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taşınmazın eğimi duraksamaya yer vermeyecek biçimde haritalar ve klizimetre (eğim ölçer) aracılığıyla hesaplatılmalı, 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; dava konusu taşınmazın evveliyatının sazlık ve bataklık olup olmadığı ile taşınmazın çeşitli yerlerinden alınacak toprak numunelerinin tahlili ile belirlenecek toprak yapısı konusunda jeoloji mühendisinden rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13.03.2012 günü oybirliği ile karar verildi.