20. Hukuk Dairesi 2011/14708 E. , 2012/3693 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... beldesi, ... mahallesi Kayraçtepe mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince adına tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalı Hazine ve ... tarafından temyiz edilmekle Dairemizin 07.06.2010 gün 2010/4409-7937 sayılı kararı ile “...Dava konusu taşınmazın keşif sırasında çekilen fotoğraflarının incelenmesi sonucu, üzerinde köklü kayalıklar ve maki türleri bulunduğu, genel görünüm itibarıyla taşlık ve kayalık olup zilyetlikle kazanılamayacak yer görünümünde olduğunun anlaşıldığı, hükme dayanak yapılan jeolog ve ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen raporlardan, çekişmeli taşınmazın öncesinin keletelik arazi olduğu, keşifteki bulgu ve incelemelere göre %40’ının toprak, %60’ının ise taşlık ve kayalık olduğu, toprağın kayalıklar arasında cepler halinde bulunduğu, taşınmazın üzerinde belirgin bir imar-ihya çalışmasının yapılmadığı ve doğal hali ile bulunduğu, içindeki taşlık ve kayalık alanların temizlenmediği, dar kelete alanlarından açığa çıkan kaya parçalarının bir kısmının kenarlara atılması ve üzerinde bulunan delice ve harnup ağaçlarının aşılandığının açıklandığı, bu tür yerlerde 3402 sayılı Yasanın 17. maddesi anlamında imar-ihyanın tamamlandığından ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği, davacı adına tescile karar verilen temyize konu taşınmazın, dava tarihine kadar 20 yıl süreyle ekonomik amacına uygun olarak nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullanılmadığı ve taşlık, kayalık ve makilik bölümlerinin taşınmazın büyük bölümü içinde dağınık halde bulunduğu M.Y."nın 715/2. ve 3402 sayılı Yasanın 16/C maddeleri gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında kayalık olup, tescil ve sınırlandırmaya ve hiçbir şekilde özel mülkiyete konu olamayacak taşınmaz hakkında imar-ihyasının dahi tamamlanmadığı düşünülerek davanın reddine karar verilmesi ...” gereğine değinilmiştir. Daire bozma kararına karşı davacı vekilinin karar düzeltme talebi de Dairenin 30.09.2010 gün 2010/10742-11589 sayılı kararı ile reddedilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca açılan tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 27.11.1975 tarihinde ilanı
yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 23.05.1987 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 28.09.1976 tarihinde kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/03/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.