Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/8475 Esas 2012/4259 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/8475
Karar No: 2012/4259
Karar Tarihi: 10.05.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/8475 Esas 2012/4259 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2011/8475 E.  ,  2012/4259 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında 266 ada 33 parsel sayılı 4126,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadimden beri cami olarak kullanılması nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişme konusu 266 ada 332 sayılı parselin 3595,61 metrekaresi "cami, lojman ve arsa" niteliği ile davalı Hazine adına, parselin geriye kalan 530,80 metrekarelik kısmına son parsel numarası verilerek "ağaçlık" niteliği ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacının temyizi, keşif sırasında gösterdiği ve kendisine verilen 530,80 metrekarelik kısmı da kapsayan 1371,56 metrekarelik alana, Hazinenin temyizi ise davacıya verilen 530,80 metrekarelik alana ilişkindir. Mahkemece; dava konusu taşınmazın, geniş sınırları itibariyle davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı; fen bilirkişisi tarafından düzenlenen haritalı raporda kırmızı renkle gösterilen 530,80 metrekare yüzölçümündeki bölüm ayrık tutularak, kalan kısmın köye cami yapılmak üzere bağışlandığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacının yargılama sırasında dayandığı tapu kaydına ilişkin uygulamada yerel bilirkişilerin soyut beyanlarıyla yetinilmiş; fen bilirkişisine keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli kroki düzenlettirilmemiş; davacının, 13.10.2008 havale tarihli dilekçesine ekli tanık listesinde isimleri bildirilen tanıkları dinlenilmemiştir. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı tarafından dayanılan tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, varsa kaydın revizyon gördüğü parsellere ilişkin kadastro tespit tutanakları ile tespitlerinin kesinleşmiş olması halinde bu taşınmazların kadastroca oluşan tapu kayıtlarının getirtilmesi suretiyle dosya tamamlandıktan sonra; yeniden mahallinde tarafsız, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde yeniden usulüne uygun keşif yapılmalıdır. Keşifte, tapu kaydındaki sınırlar tek tek okunarak fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, uygulamada varsa kaydın revizyon gördüğü parseller de dikkate alınmalı; tapu kaydının yüzölçümünün tesisinde 1,5 dönüm iken, sonraki gittilerinde 2 dönüm olduğu ve daha sonra 1838 metrekareye dönüştürüldüğü, çekişme konusu taşınmazın yüzölçümünün ise tapu kayıt miktarından daha fazla olduğu göz önüne alınarak kaydın kapsamı ile davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği 1371,56 metrekarelik alanın bu kapsam içinde kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmeli; 1371,56 metrekarelik alan kayıt kapsamında ise davacının miras bırakanının payı oranında tapu kaydına değer verilmeli; kayıt kapsamı dışında kalıyorsa taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı araştırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler usulünce giderilmeli, tespite aykırı sonuca varıldığında tespit bilirkişileri de tanık sıfatı ile dinlenilmek suretiyle aykırılığın giderilmesine çalışmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara