Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/5663 Esas 2012/4244 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5663
Karar No: 2012/4244
Karar Tarihi: 10.05.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/5663 Esas 2012/4244 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2011/5663 E.  ,  2012/4244 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında 109 ada 20 parsel sayılı 1623,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, harici ve rızai taksim, satın alma ve takas nedeni ile davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yolu ile gelen hakka dayanarak taşınmazın 1,5 dönüm yüzölçümündeki bölümünün adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındaki sulh anlaşmasının onanmasına, buna göre çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile ölü davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, taşınmazın 1,5 dönümlük bölümünde miras hakkı olduğu iddiası ile dava açmıştır. Davalı ... ise 15.09.2010 tarihli celsede taşınmazın bugünkü değerinin nakden ödenmesi halinde taşınmazı devretmeye hazır olduğunu, buna karşılık olarak davacı ... mirasçılarından ... ise yine aynı tarihli celsede taşınmazın bedelini karşılamaya hazır olduğunu beyan etmişlerdir. Mahkemece, tarafların 15.09.2010 tarihli celsede sulh olabileceklerini beyan ettikleri, taşınmazın rayiç bedelinin davalıya ödendiği ve bu şekilde davanın anlaşma ile sonlandırıldığı kabul edilmek suretiyle sulh anlaşmasının onanmasına ve taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. HMK’nun 313/1. maddesinde “sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"nun 151/5. maddesinde ise mahkeme önünde yapılan sulhun nasıl ve ne şekilde tutanağa geçirileceği açıklanmıştır. Anılan madde hükmüne göre mahkeme önünde vaki sulhun tutanağa geçirildikten sonra taraflara okunarak imza ettirilmesi zorunlu olup, bu merasim sulhun geçerlik şartıdır. Sulhe ilişkin irade beyanı, bu beyanı ileri süren kişi ile bu beyanı kabul eden kişiye okunmadıkça ve okunduğu da tutanağa dercedilmedikçe bu sözleşmenin tarafları bağlayıcı olduğundan söz edilemez. Yine davacı ..."ın, ... dışındaki mirasçılarının sulhe ilişkin beyanları alınmadığı gibi, taşınmazın zirai bilirkişi tarafından belirlenen rayiç bedelinin davalı tarafından kabul edilmeyerek, buna karşı çıkılmış olması nedeniyle de tüm tarafların katılımı ile gerçekleşmiş geçerli bir sulh anlaşmasının varlığından söz edilemez. Hal böyle olunca davanın esası yönünden tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara