Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/1889 Esas 2012/4237 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1889
Karar No: 2012/4237
Karar Tarihi: 10.05.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/1889 Esas 2012/4237 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/1889 E.  ,  2012/4237 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kullanım kadastrosu sırasında temyize konu 112 ada 392 parsel sayılı 5.708,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ... ve ..."ın kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin iptali ile kendisi adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin iptali ve beyanlar hanesine "taşınmaz ... oğlu ..."ın kullanımındadır" şerhinin düşülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece temyize konu 112 ada 392 parsel sayılı taşınmazın tamamının davacının kullanımında olduğu, davalıların bu taşınmazı hiç kullanmadıkları gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen ek 4. maddede, bu maddeye göre yapılacak kadastro sırasında fiili kullanım durumunun esas alınacağı, kim veya kimlerin ne zamandan beri kullanımında olduğunun beyanlar hanesinde gösterileceği belirtilmiştir. Ne var ki, mahkemece, dava konusu taşınmazın kim tarafından ne zamandır ve ne şekilde kullanıldığı hususunda bilgisine başvurulan yerel bilirkişi ve tek tespit bilirkişisinin beyanları belirtilen hususu kesin olarak saptamaya elverişli bulunmadığı gibi, mahkemece kadastro tutanağında yer alan ve dinlenmeyen diğer iki tespit bilirkişisinin beyanlarına aykırı sonuca ulaşıldığı halde 3402 sayılı Kadasatro Kanunu"nun 30/1. maddesi uyarınca çelişkinin giderilmesi için tespit bilirkişilerinin tümünün tanık sıfatıyla taşınmazın başında dinlenilmesi gerektiği üzerinde durulmamıştır. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşabilmek için, usulünce belirlenecek yerel bilirkişi ve tanıklarla birlikte kadastro tutanaklarında adları yazılı tespit bilirkişilerinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi, tanık ve tespit bilirkişilerinden taşınmazın fiili kullanım durumu dikkate alınmak suretiyle kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde çelişki giderilmeye çalışılmalı, ondan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara