Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2020/133 Esas 2020/351 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/133
Karar No: 2020/351

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2020/133 Esas 2020/351 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2020/133 E.  ,  2020/351 K.

    "İçtihat Metni"

    Nitelikli yağma suçundan sanıklar ..., ..., ... hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetlerine ilişkin İSTANBUL 16. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14/01/2016 tarih ve 2014/87 esas, 2016/6 karar sayılı hükmün, sanıkların savunmanları tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 11/12/2019 gün ve 2017/1048 esas, 2019/6186 karar sayılı ilamı ile onanması yolundaki kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/01/2020 gün ve KD-2016/137148 sayılı yazısı ile;
    ‘İtiraza konu olayda Başsavcılığımız ile Yüksek 6.Ceza Dairesi arasındaki uyuşmazlık, mahkumiyete dair hüküm kurulurken eksik araştırma ile karar verilip verilmediği ve ayrıca sanıklar ... ve ..."nın aynı müdafii ile temsilinin savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olup olmadığı hususuna ilişkin bulunmaktadır.
    Yargılamaya ve itiraza konu somut olay incelendiğinde; Somali uyruklu olup İtalya"da ikamet etmekte olan müştekinin olay gecesi saat 21.00 sularında İstanbul ili Beyoğlu ilçesi Taksim civarında dolaşmakta iken sanıklardan ... ile tanıştığı ve eğlenmek amacıyla birlikte sanıklardan ..."un garson diğer sanık ..."in ise işletmeci olarak çalıştığı işletmeye geldikleri, burada ... ile birlikte bir masaya oturduktan ve içecek sipariş ettikten sonra da iddiaya göre rızası olmadan savunmalara göre ise müştekinin isteğiyle masaya iki bayanın geldiği ve onlara da içki siparişi yapıldığı, müştekinin hesabı istemesi üzerine de yine iddiaya göre 420 TL savunmalara göre ise 280 TL hesap getirildiği ve hesabın çok olduğu düşüncesiyle itiraz eden müştekiye karşı basit cebir ve tehditte bulunularak 100 ABD doları ve 80 TL parasının zorla alındığı, müştekinin polise şikayeti üzerine de sanıkların yakalanarak haklarında kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır.
    Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda her üç sanığın da birlikte yağma suçunu işlediği gerekçesiyle, TCK"nin 149/1-c-h,62. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 9 ar yıl 2 şer ay hapis cezası ile tecziye edildikleri olayda sanıkların savunmaları ve olayın gerçekleşme şekli itibariyle eylemlerine TCK"nin150/1. maddesi hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı konusunda yeterli araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Zira, dosya içerisinde suçun işlendiği işletmeye ait ücret tarifesi ve müştekinin masasına yapılan siparişleri içeren adisyon fişi bulunmamaktadır. Tüm savunmalarda, müştekinin isteğiyle yapılan servis ve hizmet bedelinin tahsil edildiği ortak nokta olmasına ve bu savunmaların müştekinin beyanlarıyla kısmen doğrulanmasına göre, işletmeye ait suç tarihindeki yiyecek ve içecek ücret tarifesi ile müştekinin masasına yapılan hizmet dökümünü gösteren adisyon fişi, hesap döküm pusulası ve var ise yazar kasa fişi veya faturanın dosya içerisinde denetime elverişli şekilde bulundurulması ve alınan para ile kıyaslamasının yapılarak sonucunda, "Hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil maksadıyla" atılı tehdit ve cebir fiilinin işlenip işlenmediği değerlendirilmelidir.
    Ayrıca, aynı suçtan yargılanan sanıklar ... ve ..."nın önce zorunlu sonra da vekaletnameli olarak 05/11/2015 tarihli celseden itibaren mahkumiyete dair hükmün tefhim edildiği ve son savunmanın yapıldığı karar celsesine kadar aynı müdafii ile temsiline imkan tanınması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, CMK"nin 152, 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 35 ve 38. maddelerine aykırılık teşkil etmektedir.
    Bu sebeplerle; sanıkların eylemine 5237 sayılı Yasanın 150/1. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen araştırma yapılması ve savunma hakkının kısıtlandığı düşüncesiyle sanıklar lehine olarak, onama kararına hükmün bozulması talebiyle itiraz zorunluluğu doğmuş bulunmaktadır’ şeklinde itiraz edilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:

    T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

    5271 sayılı CMK"nin 6352 sayılı Yasanın 99. maddesi ile değişik 308. maddesi gereğince yapılan incelemede;
    Dairemizin 11/12/2019 gün ve 2017/1048 esas, 2019/6186 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz sebepleri yerinde görülmediğinden,
    CMK"nin 308/2-3. maddeleri gereğince İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 05/02/2020 tarihinde Daire Üyeleri ... ve ...’ın muhalefetleriyle oy çokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY:

    1- Birlikte suç işlediği iddia olunan sanıklar ..., ..."nın üzerlerine atılı suç nedeniyle birinin savunması, diğerinin savunmasına zarar vereceği aralarında menfaat çatışması olduğu, bu nedenle müdafilerinin değişik kişiler olması gerektiği düşünülmeden aynı vekaletnameli Avukat tarafından savunulması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 152- 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1-b, 35. maddelerine aykırı davranılması,
    2- Uygulamaya göre de;
    Somali"den aktarmalı uçakla İtalya"ya gitmek üzere İstanbul"a gelen mağdur, bir gece konaklayacağı oteli Taksim"de aradığı sırada sanık ... ile karşılaştığı, içinde bulunduğu koşullardan ona bahsettiğini, sanık ..."in de "Restoran, kulüp ve otelin olduğu bir yer bildiğini mekanın güzel olduğunu" söylemesini, önce kabul etmediğini şahsın çok ısrar etmesinden rahatsız olmasına karşın yabancı bir ülkede olduğu için bir şey yapmadan o şahıs ile "..." adlı iş yerine gittiğini, içeriye girince ortamdan hoşlanmadığı için çıkmak istediği ancak şahsın kendini en arkada bir masaya oturtmasıyla iki bayan"ın hemen gelip masada yerlerini aldığını, sanık ..."e buradan ayrılmak istediğini belirttiği sırada diğer garson sanık ..."nin masaya iki kola, davetsiz oturan bayanlara içki servisi açtığını, kendine sunulan kolayı içip ayağa kalktığında adı geçen garsonun 420 TL"lik bir hesap getirdiğini, bu parayı ödeyemeyeceğini belirtince sanık ..."nın masaya gelip sert bir şekilde menüyü gösterip "Ne yazıyorsa ödeyeceksin" şeklinde söylemesi üzerine korkup problem çıkmasın diye cebinden cüzdanını çıkardığı sırada 55- 60 yaşlarında 1.70- 1.75 boylarında kısa saçlı 80- 85 kilo civarında bir başka erkek şahsın gelip, elinden cüzdanını alıp 100 ABD doları ve 80 TL parayı alıp, içinde 30 TL para olan cüzdanını iade ettiğini, mekandan çıkıp bir kaç saat İstiklal Caddesinde dolaşıp, "13.09.2013 günü 02.00 sularında Taksim Polis Merkezi önünde görevlerini ifa eden Beyoğlu Asayiş Büro Amirliğine bağlı 6965 nolu ekibe durumu" bildirdiğini ileri sürdüğü,
    Mağdur"un parasını alan erkek şahıs dışındaki sanıkları teşhis ettiği,
    Sanık ... aşamalarda özetle savunmalarında; 13.09.2013 günü saat 21.00"de mağdurun güzel bir mekan olup olmadığını sorması ile onu Caddei Kebir"e götürdüğünü, mağdurun masaya oturup iki bayan davet edip sohbet edip, kadınlara iki bira ısmarladığını hesabı istediğinde garsonun 280 TL hesap getirdiğini, mağdurun bunu alıp, kasaya gidip ödeme yaparak, dışarı çıktığını, kendisine de 20 TL bahşiş verdiğini, bu arada kendisine "Bayan çıkmıyor mu" diye sorduğunu, ona bilgisi olmadığını söylediğini, anılan işletmede mağdurun talebi ile masada oturduğunu beyan ettiği,
    Sanık ... aşamalar da savunmasında ise; anılan işletmede 10 gündür garson olarak çalıştığını, mağdurun bir şahıs ile birlikte gece saatlerinde gelip iki bira ile, ikide bayanı masaya davet ettiğini, şahsın bayanlara içki ısmarladığını, sonra hesabı ödeyip ayrıldığını,
    Sanık ... aşamalardaki savunmalarında ise; anılan işletmeyi 2 aydır çalıştırdığını, işletmenin 17 çalışanı olduğunu olay gecesi saat 22.00"de şahsın adisyon ile geldiğini hesabının 280 TL olduğunu söylediğini, şahsın çok yüksek demesi üzerine alkol alıp, eğlendiniz lütfen hesabı ödeyin dediğinde onun da 100 ABD doları ve 80 TL verip ayrıldığını 10 dakika sonra gelip, masasında oturan bayanı çıkarmak istediğini, olumsuz yanıt vermesi üzerine ayrılıp, sivil polisler ile işletmeye geldiğini iddianın asılsız olduğunu işletmenin bir gece kulübü olduğunu, işletmenin bir ücret tarifesi olduğunu, verilen hizmet bedelinin alındığını ileri sürdüğü, dosya kapsamından anlaşılmıştır.
    Tamamı sözlü yargılamadan oluşan dosyada; olay tarihi itibariyle işletmeye ait fiyat tarifesi ve adisyon fişinin dosyada bulunmadığı gibi burada çalışan diğer kişilerin konu ile ilgili bilgisine başvurulmadığı dikkate alındığında;
    Öncelikle; yukarıda açıklanan dosyada eksik kalan tüm hususlar araştırılıp, sunulan hizmet bedeli ile mağdurdan tahsil edilen para miktarı arasında bir nispetsizlik bulunup bulunmadığı saptandıktan sonra, sonucuna göre; delillerin bir bütün halinde takdiri gerektiği düşünülmeden eksik tahkikat ile yetinilip yargılamaya devamla yerinde yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırı görüldüğünden, anılan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz talebinin kabulü gerektiği inancı ile Sayın çoğunluğun görüşüne iştirak olunmamıştır. 05.02.2020



    Hemen Ara