Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7492 Esas 2020/8069 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7492
Karar No: 2020/8069
Karar Tarihi: 09.12.2020

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7492 Esas 2020/8069 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/7492 E.  ,  2020/8069 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın elatmanın önlenmesi kabulüne, ecrimisilin reddine karar verilmiş olup, hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı vekili; dava konusu taşınmazın uzun yıllardır davalılar tarafından kullanıldığından bahisle elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece 27.02.2014 tarihli ve 9 nolu celsede davacıya ait dava konusu ...ili ... ilçesi ...kasabası yukarı köy mevkii 149 ada 47 parselde tapuda kayıtlı taşınmazın fen bilirkişisi ..."in 18.04.2013 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile taralı olarak gösterilen 1315 m2 ve B harfi ile taralı olarak gösterilen 10.551,66 m2 olmak üzere toplamda 11.866.66 m2 alana davalıların elatmasının önlenmesine, ecrimisil isteminin reddine gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise davacıya ait dava konusu ...ili ... ilçesi ...kasabası yukarı köy mevkii 149 ada 47 parselde tapuda kayıtlı taşınmazın fen bilirkişisi ..."in 18.04.2013 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile taralı olarak gösterilen 1315 m2 ve B harfi ile taralı olarak gösterilen 5.000 m2 olmak üzere toplamda 6315 m2 alana davalıların elatmasının önlenmesine, ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
    10.04.1992 tarihli ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilmeyen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Açıklanan bu sebeple; hüküm, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderilmek ve önceki hüküm ile bağlı kalınmaksızın yeni bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara