Esas No: 2011/3433
Karar No: 2012/4222
Karar Tarihi: 10.05.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/3433 Esas 2012/4222 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davacı tarafın dayanağı olan tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilerek mahallinde yapılacak keşifte okunup hudutlarının mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmesi, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanması, beraberde götürülecek olan teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli parselin fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin davacı ..., davacı ... murisi ... ve ... mirasçıları adına payları oranında tesciline, geriye kalan (C), (D) ve (F) harfleri ile gösterilen bölümlerin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin davacı dayanağı olan tapu kaydının kapsamında kaldığı, davacıların babaları olan ... ve ... ile amcaları olan ... tarafından tapu kaydı maliklerinin mirasçılarından uzun zaman önce satın alındığı mirasçıları arasında taksim yapılmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de değerlendirme dosya kapsamına uygun olmadığı gibi Yargıtay"ın bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri de yerine getirilmemiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, yargılama aşamasında ise K.Evvel 308 Y. tarih 188 nolu tapu kaydına ve harici satın alma iddiasına dayanmıştır. Davacı taraf murisleri olan ..., ... ve ..."un taşınmazı tapu kaydı maliki olan ...mirasçılarından satın aldığını bu nedenle mirasçıları adlarına tescilini talep etmişlerdir. Davacı dayanağı olan tapu kaydının nısfı ... oğlu ..., diğer nısfı ise ... ve ... adına olup 375 arşın murabba miktarındadır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve davacı tanığı, taşınmazın ... oğlu ... ve ... mirasçıları tarafından davacıların baba tarafı olan ... lakabı ile anılan ..."in çocukları ..., ... ve ..."e satıldığını bildiklerini, satışı bu şekilde duyduklarını beyan etmişlerdir. Davacı taraf murislerine taşınmazı satan şahısların tapu kaydı maliklerinin mirasçıları olup olmadığı belirlenmediğinden davacı tarafın dayanağı olan tapu kaydı malikleri ile davacılar ve murisleri arasında akdi veya irsi ilişki de tam olarak kurulamamaktadır. Tapu kaydının hudutları "... oğlu ... harmanı ve çay ve dere ve hendeği ve tepe" okumakta olup sınırları itibariyle dava konusu taşınmazı ve çok daha geniş bir alanı kapsadığı anlaşılmaktadır. Değişebilir sınırlı olan tapu kaydının miktarı ile geçerli olduğu gözetilmeksizin kapsamına miktarından fazla yer bırakılması da isabetli değildir. Doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu tarafların gösterdikleri ve gösterecekleri tanıklar, önceden dinlenen yerel bilirkişi ile tanıkların katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Davacı tarafın dayanağı olan tapu kaydı malikleri ile davacılar ve murisleri arasında akdi veya ırsi ilişkinin varlığı kesin olarak belirlendikten sonra sınırlarının niteliği itibariyle değişebilir nitelikte olan tapu kaydının miktarı ile geçerli olduğu nazara alınarak sabit sınırlardan başlanmak suretiyle tapu kaydına miktarı ile kapsam tayini gerektiği düşünülmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Dosya kapsamına uymayan değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.