Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/10315 Esas 2012/3665 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/10315
Karar No: 2012/3665

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/10315 Esas 2012/3665 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/10315 E.  ,  2012/3665 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyü ... mevkii 150 ada 15 parsel sayılı 2603,06 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle, 150 ada 14, 15, 17 ila 22 sayılı parsellerin bir bütün olarak atalarından intikalen ... zilyetliğinde olduğu, ifraz ve satışlardan söz edilerek ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve zilyetlikle edinilemeyeceği iddiasıyla, tesbitin iptali ve Hazine adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli parselin tesbitinin iptaline ve Hazine adına tapuya tesciline taşınmazın 1. derecede sit alanında kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesine yazılmasına, taşınmaz üzerindeki 7 adet 5 yaşlarındaki incir, 3 adet 5 yaşlarındaki badem ve 40 adet 5 yaşlarındaki zeytin ağaçlarının ve 1 adet sarnıcın muhdesat olarak davalı adına tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından esasa ve Hazine tarafından da beyanlar hanesine yazılan muhdesat şerhine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilan edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahdidi vardır. Daha sonra 1981 yılında sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilan edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983 kesinleşmiş, itirazlı yerlerde ise komisyon çalışmalarının 30.07.1982 tarihinde ilan edilmesiyle çalışma 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, aynı yerde 1991 yılında 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılıp dava tarihinden önce kesinleşmiştir.
    1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, toplanan kanıtlara ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporları ve bulgularına göre, çekişmeli parselin 1959 ve 1996 tarihli memleket haritalarında ve hava fotoğraflarında toprak muhafaza karakteri taşıyan makilik ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyecek yerlerden olduğu belirlenerek, davanın kabulü yölunda hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığından, davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; 3402 sayılı Yasanın 19/2 maddesi gereğince, taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevccut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebbi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekmektedir.
    Diğer taraftan, 3402 sayılı Yasa hükümlerine göre, kadastro hakimleri, infazda duraksma yaratmayacak biçimde doğru ve düzenli sicil oluşturmakla görevli ve yetkili olduklarından, uyuşmazlığın esası hakkında karar verirken, çekişmeli parselin hangi nitelikte tapuya tescil edileceğini, hüküm yerinde belirtilmeleri gerekir. Taşınmaz üzerindeki muhdesatın tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebilmesi için niteliğinin de belirlenmesi gerekir. Zira, taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi halinde, muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmesine de olanak yoktur. Bu nedenle, hüküm yerinde taşınmazın niteliği belirtilmeden ve muhdesat şerhi de verilmek suretiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,
    2) Yukarıda ikinci bentde açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13.03.2012 günü oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara