Esas No: 2011/15098
Karar No: 2012/3663
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15098 Esas 2012/3663 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.07.2009 gün ve 2009/9267-11146 sayılı bozma kararında özetle; “Çekişmeli parselin orman sayılan yerlerden olup olmadığı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerden olup olmadığı ve davacılar yararına bu koşulların oluşup oluşmadığı yönünde yapılan araştırmanın yetersiz olduğu, bu nedenle dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile M.Y.’nın 713. maddesine dayanılarak açılan davalarda dava tarihinden, kadastro tespitine itiraz davalarında ise tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler Ziraat Fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, orman sayılan yerlerden olup olmadığı, 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasının 7 ve devamı maddeleri gereğince orman olarak sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağı, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine (memleket haritası ölçeği 1/5000 ölçeği büyütülüp, kadastro paftası ile çakıştırılarak) aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazların gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınması, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o
yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu yerlerin; devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 4999 sayılı Yasa hükümlerine göre orman olarak sınırlandırılacak yerlerden veya 3402 sayılı Yasanın 16. maddesinde belirtilen özel mülkiyete tabi olmayacak, kamu mallarından olduğunun belirlenmesi, Kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğunun anlaşılması, il, ilçe ve kasabaların nazım veya uygulamalı imar planlarının kapsadığı alanlarda kaldığının saptanması, tespit tarihinden 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması, Kadastro tespit ve tescil harici bırakma işleminin kesinleştiği tarihten tescil davasının açıldığı tarihe kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmemiş olması, o yerde orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 17/2. ve Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a. maddeleri kapsamında orman içi açıklık konumunda bulunması, dava konusu taşınmazın veya yakın çevresinin arazi kadastro ekiplerince kadastro paftası üzerinde orman nitelemesi yapılarak tespit ve tescil harici bırakılması, kadastro (tapulama) komisyonu tarafından orman sayılarak tespit ve tescil harici bırakılması, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fırkasında yazılı orman olarak sınırlandırılacak yerlerden olduğunun belirlenmesi, halinde bu tür yerlerin herhangi bir şekilde komisyonlarca sınırlama dışı bırakılmış veya orman sayılmamış olmasının bu yerlerin orman olma vasfını ortadan kaldırmayacağı düşünülerek başka bir araştırmaya gerek kalmadan Hazine davasının kabulü ile dava konusu taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi, Yukarıda yazılı koşulların somut olayda bulunmaması halinde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmesi, somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak ayrıca; taşınmazların eski ve yeni niteliği konusunda özellikle taşlılık oranına göre tarım alanı olarak kullanımının olanaklı olup olmadığı ve ülke ekonomisi için ne derece yaralı olacağı da irdelenerek belirlenmesi içi jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınması, Keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulması, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmesi, taşınmazların imar ihyaya konu edilip edilmediği edildi ise tarihi, kaç yıl süreyle kimin tarafından ne şekilde kullanıldığı konusunda, taraf tanıklarının somut olaylara dayalı bilgileri sorulması, taşınmazların değişik bölümlerinden yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi ve ne kadar süreyle ne şekilde zilyet edildiği, bu zilyetliğin taşınmazın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, makineli tarıma uygun olup olmadığı, son yıllarda işlenip işlenmediği ve en son hangi yıllarda ekildiği konusunda ziraat mühendisinden bilimsel verileri içeren, yasanın amacına uygun rapor alınması, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan araştırma sonunda bu kez davanın REDDİNE, çekişmeli ... köyü 364 ada 4 sayılı parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1966 yılında seri bazında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilan edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahditi, 1981 yılında yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilan edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde orman kadastro komisyonunca yapılan inceleme ve verilen kararın 30.07.1982
tarihinde ilanından sonra 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, bozma kararına uyularak kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritaları ile eski tarihli memleket haritası, amenajman ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporlarıyla, çekişmeli parselin önceden üzerinde maki ağırlıklı bitki örtüsü bulunan % 39 eğimli orman alanı olduğu belirlenerek, davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı gerçek kişinin tüm, Hazinenin ise sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 1969 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında bırakılsa da, taşınmazın 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7/1 maddesi gereğince her zaman orman olarak sınırlandırılabileceği keza, bu taşınmazların orman olarak kullanılmak üzere tahsisi istenebileceği ya da Orman Yönetimi tarafından tapu kaydının iptali ve orman olarak tapuya tescili istemiyle her zaman dava açılabileceği; ne var ki; somut olayda Orman Yönetimi tarafından dava açılmadığı, 3402 sayılı Yasanın 26/D maddesi gereğince açılmış davaya katılımının da bulunmadığı gibi, Hazine tarafından niteliğinin düzeltilmesinin istenmediği, davanın reddi ve taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmesinin istendiği, HYUY"nın 74. maddesi gereğince mahkemenin taleple bağlı olduğu, davada talep edilenden başka bir şeye karar veremeyeceği gözetilerek, davanın reddine ve çekişmeli parselin tespit gibi tesciline karar verilmesi gerekirken, taşınmazın orman niteliğiyle tesciline karar verilmesi doğru değilse de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasında 1. bentde ikinci paragrafın ikinci satırında yer alan “ORMAN VASFI İLE MALİYE HAZİNESİ ADINA TAPUYA TESCİLİNE” cümlesi kaldırılarak; bunun yerine, “Tespit GİBİ HAZİNE ADINA TAPUYA TESCİLİNE” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle, H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Hazine harçtan bağışık olduğundan temyiz harcına hükmetmeye yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişiye yükletilmesine 13/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.