Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/13918 Esas 2012/3660 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/13918
Karar No: 2012/3660

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/13918 Esas 2012/3660 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/13918 E.  ,  2012/3660 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyü ... mevkii 275 ada 2 parsel sayılı 5103,83 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek, tespitinini iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın KABULÜNE, çekişmeli parselin tespitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilan edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahdidi, 1981 yılında yapılıp 13.5.1982 tarihinde ilan edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde ise 30.07.1982 tarihinde ilan edilip, 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, orman kadastrosu ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması mevcuttur.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritaları ile eski tarihli memleket haritası, amenajman ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporlarıyla, çekişmeli parselin üzerinde deliceden aşılanmış zeytin ağaçları ile maki bitkileri, taşlık ve çalılık bulunan % 60 eğimli yer olduğu, çevresindeki orman ile arada ayırıcı unsur bulunmadığı, toprak yapısının aynı olduğu, yüksek eğimli funda ve makilerle kaplı alanların orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesi kapsamı dışında, aynı Yasanın 1. maddesinin 1. fıkrası gereğince orman sayılan yerlerden olduğu, 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesi gereğince eğimi %12"yi geçen yerler bilimsel olarak, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığından aynı Yönetmeliğin 26/i bendi gereğince orman olarak sınırlandırılacağı, çekişmeli parselin bulunduğu yörede ilk orman kadastrosunun 1967 yılında seri usulüne göre, her hangi bir köy yada belde sınırı esas alınmadan ve isimleri belirlenen orman bazında yapılıp 1969 yalında kesinleştiği, daha sonra 1981 ve 1991 yılında çalışan orman kadastro komisyonlarınca, herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosu yapılmayıp, sadece aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılmadığı, başka bir deyişle çekişmeli taşınmazların orman niteliğini belirleyen bir çalışma bugüne kadar
    yapılmadığı, 02.12.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4999 sayılı Yasanın 3. maddesi ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7. madde 1. fıkrası hükmüyle, orman kadastro komisyonlarına, daha önce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosunu yapma görev ve yetkisinin verildiği, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin (a) bendin de orman kadastro komisyonlarının aynı görev ve yetkisi tekrarlandıktan sonra 26/h maddesinde “Herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların,” Devlet Ormanı olarak sınırlandırılacağı öngörüldüğü, o halde, eğimi % 12"den fazla olan yer yer veya tamamen maki cinsi ağaçcıklarla kaplı, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan, çevresinde bulunan aynı karakterdeki devlet ormanının devamı niteliğindeki çekişmeli parselin, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2. fıkrasının (J) bendi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu, 1969 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında bırakılsa da, 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7/1 maddesi gereğince her zaman orman olarak sınırlandırılabileceği gözetilerek Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ancak, dava gerçek kişi aleyhine açıldığı, Hazine davada taraf olmadığı halde, davalı Hazineymiş gibi hüküm kurulması, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile eklenen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesinde yer alan “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesinde yer alan; “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükümleri gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hüküm fıkrasında yer alan vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik iki, üç ve dört numaralı bentlerinin hükümden çıkartılarak bunun yerine “6099 sayılı Yasa ile eklenen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle, H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 13/03/2012 günü oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara