Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/6799 Esas 2012/3659 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6799
Karar No: 2012/3659

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/6799 Esas 2012/3659 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/6799 E.  ,  2012/3659 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü

    K A R A R

    Davacı ... 20.05.2009 tarihli dilekçesiyle, dava dışı ... köyü 246 ada 2 sayılı parsele bitişik olan 5000 m2 yüzölçümündeki sınırlarını bildirdiği taşınmazın, yörede 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi dışında kaldığı halde, genel kadastroda orman sınırları içinde olduğu için kadastro dışı bırakıldığını, bu taşınmazı 1972 yılında ... "den satın aldığını, o tarihten beri zilyet ettiğini, üzerinde emekle okaliptüs ağaçları yetiştirdiğini, yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek, Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince adına tapuya tescili istemiyle dava açmış; davalı ... Yönetimi, taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine, fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 25.05.2010 günlü bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen 3353,25 m2 yüzölçümündeki çekişmeli taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ve 1988 ila 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ile 2896 ve 3302 sayılı Yasalarla değişik 2/B uygulaması vardır.
    ... köyünde genel arazi kadastrosu kısmen 1970 yılında yapılıp kesinleşmiş, kısmen de 2008 yılında yapılıp 30.12.2008 - 28.1.2009 tarihleri arasında ilan edilmiştir. Çekişmeli taşınmaz, bu işlemde, devlet ormanı olarak kadastro dışı bırakılmıştır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve fen bilirkişi krokisinde (A) ile işaretlenen 3353,25 m2 yüzölçümündeki taşınmazın Hisarönü köyünde 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde, orman sınırları içinde bırakıldığı, eylemli orman niteliğinde olduğu, devlet ormanlarındaki zilyetlik hukuken değer taşımadığı gibi suç teşkil edeceği, tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, çekişmeli parselin bulunduğu yörede ilk orman kadastrosunun 1966 yılında seri usulüne göre, her hangi bir köy ya da belde sınırı esas alınmadan ve isimleri belirlenen orman bazında yapılıp, 1969 yılında
    kesinleştiği, daha sonra 1981 ve 1991 yılında çalışan orman kadastro komisyonlarınca, her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosu yapılmayıp, sadece aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapıldığı, başka bir deyişle, çekişmeli taşınmazların orman niteliğini belirleyen bir çalışma bu güne kadar yapılmadığı, 02.12.2003 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4999 sayılı Yasanın 3. maddesi ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7. madde 1. fıkrasıyla “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, hükmî şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti ile 2 nci madde uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tespit edilen fenni hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmünün getirildiği, bu hükümle, orman kadastro komisyonlarına daha önce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosunu yapma görev ve yetkisinin verildiği, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin (a) bendinde orman kadastro komisyonlarının aynı görev ve yetkisi tekrarlandıktan sonra 26/h maddesinde “Her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanlar,”ın devlet ormanı olarak sınırlandırılmasının öngörüldüğü gözetilerek, davacının tescil davasının reddine ve davalı ... Yönetiminin tescil isteminin kabulüyle çekişmeli taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazinenin yerinde görülmeyen tüm, davacı gerçek kişinin ise sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, davacı gerçek kişinin davasının ret nedenin, davalı yönetimler açısından ortak olması nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine uygun olarak davalı yönetimler yararına tek bir avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekirken, ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru değilse de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasında yer alan “Davalı Hazine ve Orman İdaresi kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden ücretinin davacıdan alınarak davalılara ayrı ayrı verilmesine," cümlesinin hükümden tamamen çıkartılarak bunun yerine "Davacı gerçek kişinin davasının ret sebebinin davalı kurumlar açısından tek olması nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine uygun olarak takdir edilen 1.000,00.-TL avukatlık ücretinin davacı gerçek kişiden alınarak eşit paylarla davalı yönetimlere verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y."nın 438/7 maddesi gereğince düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 13/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.







    Hemen Ara