Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3411 Esas 2022/6242 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/3411
Karar No: 2022/6242
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3411 Esas 2022/6242 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2021/3411 E.  ,  2022/6242 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemes:Asliye Ceza Mahkemesi


    Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 134/1, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince 300 gün karşılığı 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Şarkışla Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2016 tarihli, 2015/570 Esas - 2016/47 Karar sayılı kararın 25.03.2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip sanığın denetim süresi içinde 03.04.2019 tarihinde TCK'nın 86/2. maddesinde tanımlanan kasten yaralama suçunu işlediği ve . Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 10.10.2019 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Şarkışla Asliye Ceza Mahkemesinin 17.11.2020 tarihli ve 2020/100 Esas - 2020/235 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.Sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yanı sıra kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile ilgili de kamu davası açılmış ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı mahallinde 25.03.2016 tarihinde kesinleşmiş olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 20.02.2017 tarihli, 2016/7072 Esas - 2017/824 Karar sayılı bozma ilamına uyularak, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile sınırlı olarak yargılamaya devam edildiği, katılanın şikayetinden vazgeçtiği 26.12.2017 tarihli duruşmanın da sanığa yüklenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile ilgili davaya ilişkin olduğu, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan yapılan yargılama ve 18.01.2018 tarihli duruşma sonunda, hüküm fıkrasında yargılama konusu olmayan özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine karar verildiği ifade edilmiş ise de hükmün gerekçesinde yargılamaya konu kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanık hakkında beraat kararı verildiğinin açıklandığı, katılan vekilinin bu karara ilişkin temyiz isteminin ise duruşma tarihinde 18 yaşından büyük olan katılan mağdur ...’un şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle katılma kararının hükümsüz kalmasından dolayı reddine karar verildiği ve katılan vekilinin temyiz isteminin reddine dair ek karar Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 03.03.2021 tarihli, 2019/7553 Esas - 2021/3342 Karar sayılı ilamı ile onanmış olup, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin ek kararın onanmasına ilişkin kararının niteliği gereği özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan açılan davanın esasına ilişkin bir karar olmadığı ve yerel mahkemece de Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 03.03.2021 tarihli ilamını müteakip kesinleşme şerhinin yargılamaya konu kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile ilgili olarak düzenlendiği anlaşıldığından, katılan mağdur ...’un şikayetinden vazgeçtiği ve katılma kararının hükümsüz kaldığı gerekçesiyle sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına dair 17.11.2020 tarihli hükmün CMK’nın 309. maddesi kapsamında kanun yararına bozma konusu edilebileceği ifade edilerek, hükmü temyiz etme hakı bulunmayan katılan vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiğine dair tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir. Sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan Şarkışla Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2016 tarihli, 2015/570 Esas - 2016/47 Karar sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de; 5271 sayılı CMK'nın hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını düzenleyen 231. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesindeki “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” hükmü uyarınca, hükmün ancak açıklandıktan sonra hukuki sonuç doğuracağı, dolayısıyla hukuki sonuç doğuran ve infaz kabiliyeti olan kararın, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına dair .Asliye Ceza Mahkemesinin 17.11.2020 tarihli ve 2020/100 Esas - 2020/235 Karar sayılı kararı olduğu gözetildiğinde, 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değiştirilen 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun temyiz ve karar düzeltme başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326. maddeleri uygulanır. (Ek cümle: 1/7/2016-6723/33 md.) Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez. (Ek cümle: 6/12/2006-5560/29 md.).” biçimindeki hükmün uygulanma koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, . Asliye Ceza Mahkemesinin 17.11.2020 tarihli ve 2020/100 Esas - 2020/235 Karar sayılı kararına karşı başvurulacak kanun yolunun, karar tarihinin istinaf (BAM) mahkemelerinin yürürlüğe girdiği 20.07.2016 tarihinden sonra olduğu dikkate alındığında, temyiz değil istinaf olması nedeniyle esası incelenmeyen dosyanın mahkemesince yetkili ve görevli Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara