Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/267 Esas 2012/4534 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/267
Karar No: 2012/4534
Karar Tarihi: 27.03.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/267 Esas 2012/4534 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, 1148 parsel sayılı taşınmazın 400m² bölümünü satın aldığını ve bina yaptığını, davalı ...’in taşınmazı davacının kardeşi olan davalı ...’e devrettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş ve tazminat istemişti. Mahkeme, zemin bedelinin bina bedelinden fazla olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar vermiş fakat tazminat istemiyle ilgili olarak ayrı bir dava açılabileceği gerekçesiyle kararı reddetmiştir. Bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir ve Yargıtay, tapu iptali ve tescil isteminin reddi kararının hukuka uygun olduğunu ancak tazminat istemiyle ilgili olarak ayrı bir dava açılamayacağını belirterek kararı bozmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu m. 684 ve 718: Yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur.
- Türk Medeni Kanunu m. 722, 723 ve 724: Taşınmazların durumunu özel olarak düzenler ve bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına yapı yapması halinde malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğindedir ve inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir.
(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/267 E.  ,  2012/4534 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.07.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 24.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak davacı vekili incelenmesi tarafından istenilmekle, tayin olunan 27.03.2012 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, davalı babası İbrahim’in maliki olduğu 1148 parsel sayılı taşınmazın 400m² bölümünü satın alıp, ... 1.Noterliği’nde 25.03.1985 tarihinde düzenlenen muvafakatnameye dayanarak bina yaptığını, davalı ...’in taşınmazı davacının kardeşi olan davalı ...’e tapudan devrettiğini, davalıların kötü niyetli olduklarını ileri sürerek, 1148 parsel sayılı taşınmazın 400m² bölümünün adına tescilini veya ıslah hakkı saklı olarak arsa ve yapı zararı bedeli 10.000TL’nin davalılardan alınmasını istemiştir.
    Davalı ..., davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... yanıt vermemiştir.
    Mahkemece, zemin bedelinin bina bedelinden fazla olduğu gerekçesi ile tapu iptali ve tescil isteminin reddine; ikinci kademedeki isteminin ise, ayrı bir dava ile istenebileceği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesi dayalı tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanunu m. 684. ve 718 hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki
    taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.
    Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir.
    Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir.
    Somut olayda, davacı TMK’nun 724. maddesine dayanarak tapu iptali ve tescil, bu istemin kabul edilmemesi halinde tazminat talep etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 21.07.2009 tarihli inşaat bilirkişi raporundan, bina değerinin zemin değerinden fazla olmadığı anlaşılmaktadır. Yapı değeri zemin değerinden daha düşük olduğundan tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
    Ancak, davacı tapu iptali ve tescil isteminin kabul edilmemesi halinde tazminat isteminde bulunmuştur. Bu istemin dayanağını TMK’nun 723. maddesi oluşturmaktadır. Davacının bu istemi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken terditli dava açılamayacağı ve bu talep hakkında ayrı bir dava açılabileceği gerekçesi ile istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara