Esas No: 2012/2068
Karar No: 2012/3583
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/2068 Esas 2012/3583 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Kapatılan Sarıyer Asliye Hukuk Mahkemesi)
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23.12.2008 tarih ve 2008/11136-18263 sayılı kararında “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece karara dayanak alınan uzman bilirkişi raporunda 103 pafta 749 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 20/07/2007 tarihli krokide (A) ile gösterilen 160 m2 yüzölçümündeki bölümünün 1938 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırı içinde olduğu daha sonra yörede yapılan ve 14.09.1982 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 2896 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması ve 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılmayıp orman tahdidi içinde bırakıldığı belirtilmiş ise de, 3116 sayılı Yasaya göre yapılan tahdit ile belirlenen orman sınır hattına göre konumu gösterilmediği için saptanmış olan bulgu ve ulaşılan sonucun Yargıtayca denetlenme olanağı bulunmamaktadır. Yargıtay denetimine açık olmayan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; öncelikle mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1938 yılında 3116 sayılı Yasaya göre yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin 442, 443, 444, 445, 446, 447, 448, 449, 450, 451, 452, 453, 454, 455, 456, 457, 457, 458, 459 ve 460 sayılı orman sınırı noktalarını birleştiren orman sınır noktalarını bulunduğu yer ile ilgili işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri 442, 443, 444, 445, 446, 447, 448, 449, 450, 451, 452, 453, 454, 455, 456, 457, 457, 458, 459 ve 460 sayılı orman sınırı noktalarını birleştiren orman sınır noktaları ile bu noktaları birleştiren orman sınır hatlarının görülebildiği onaylı aslına göre renklendirilmiş, okunaklı orman tahdit harita örneği Orman Yönetiminden getirtilerek dosya içine konmalıdır.
Dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde iki harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak
uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre davaya konu taşınmaz ile her iki köydeki komşu parsellerin tahdide göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek yine, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası, kesinleşen orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritalarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de bu haritaların ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, bu haritalar birbiri üzerine aplike edilerek düzenlenecek bu haritalarda komşu ve yakın komşu parsellerin birlikte gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre 1938 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi bulunmaktadır. Daha sonra 14.09.1982 tarihinde ilan edilerek kesinleşen “Daha önce sınırlaması yapılan devlet ormanları ile özel ormanların aplikasyonu ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması ile herhangi bir nedenle orman sınırı dışında kalan ormanların kadastrosu, 2896 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması ve 13/08/1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve davacı Hazine tarafından taşınmazın 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açıldığı ancak çekişmeli taşınmazın 2/B madde uygulamasına konu olmadığı, yörede 3116 sayılı Yasa hükümleri gereğince 1938 yılında yapılan orman tahdidi sırasında orman sınırları dışına bırakılan ziraat alanları içinde kaldığı anlaşıldığına göre, davacı Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 12/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.