Esas No: 2011/8701
Karar No: 2012/4065
Karar Tarihi: 07.05.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/8701 Esas 2012/4065 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 105 ada 40 parsel sayılı 6079.24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tevzi komisyonunca 1965 yılında yapılan çalışmalar sırasında 145 parsel numarası ile haritaya bağlandığı ve Hazine adına tapu kaydının oluşturulduğu belirtilerek, irsen intikal, taksim, satın alma, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetiği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlardan olduğu iddiasıyla dava açmış, Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğu tevzi komisyonunca zilyet adına dağıtımının yapıldığı ancak tapuya tescil edilmediği, satın alma ve hibe yoluyla davalı tarafa intikal ettiği, tevzi çalışmalarından geriye doğru en az 20 yıldır nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullanılageldiği, davalı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 46. maddesindeki şartların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece çekişmeli taşınmaz hakkında 2 defa keşif yapılmış olup, her iki keşifte de birer uzman ziraat bilirkişisinden rapor alınmış, birinci keşifte yer alan uzman ziraat bilirkişisi taşınmazın mera olduğunu belirtmesine rağmen, ikinci keşifte yer alan uzman ziraat bilirkişisi taşınmazın tarım arazisi olduğunu belirtmiştir. Mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, ikinci keşifte yer alan uzman ziraat bilirkişisinin raporuna itibar edilerek hüküm tesis edilmiştir. O halde mahkemece çekişmeli taşınmaz ile komşu taşınmazları iyi bilen yaşlı, yansız mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları, uzman fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, varsa zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, zilyetliğin kimden kime ne zaman, ne şekilde intikal ettiği, ne şekilde kullanıldığı konularında tanıklar ve mahalli bilirkişilerden somut verilere dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, 3 kişilik uzman ziraat bilirkişisi kurulundan da çekişmeli taşınmazın niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, komşu mera parseli ile çekişmeli taşınmazı ayıran doğal ya da yapay sınır bulunup bulunmadığı, taşınmazın niteliği konusunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın fotoğrafları çekilmeli, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 30. maddesi gereğince tespite aykırı sonuca varılması halinde tespit bilirkişileri çelişkinin giderilmesi amacıyla tanık sıfatıyla mutlaka dinlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı Hazine"nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA 07.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.