Esas No: 2011/14831
Karar No: 2012/3554
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14831 Esas 2012/3554 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 24.09.2003 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyü köy civarında bulunan taşınmazın, tapulama dışı bırakıldığını ve 25 yılı aşkın zamandır davacının zilyetliğinde olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme şartlarının oluştuğu iddiası ile taşınmazın müvekkili adına tapuya kayıt ve tescili talebiyle dava açmıştır. Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddiyle taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi kadastrosu sırasında tapulama harici bırakılan taşınmazın medeni Yasanın 713. maddesi gereğince tapuya tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 29.07.1970 tarihinde ilan edilerek kesinleşen Dallıbal serisi devlet ormanlarının orman kadastrosu bulunmaktadır.
Taşınmazın bulunduğu ... köyünde genel arazi kadastrosu 1978 yılında yapılmış ve sonuçları 21.08.1978 ila 19.09.1978 tarihleri arasında ilan edilmiştir. Dava konusu taşınmaz, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılmıştır. Kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede 1963 tarihinde genel arazi kadastrosu yapıldığı, çekişmeli taşınmazın kadastro geçtikten sonra ilk defa ... tarafından ağaç dikilmek suretiyle kullanılmaya başlandığı ve ... "ın yaklaşık 10 yıl önce ölmüş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tanıkları, zilyetliğin devir yoluyla davacıya geçtiğini sonraki beyanlarında açıklamış iseler de, önceki beyanları arasındaki çelişki ve diğer tanık ve mahalli bilirkişi beyanları karşısında bu beyanlarına itibar olunmamıştır. ... "ın sağlığında da bu yer onun adına kullanılmış ise de ... "ın ölümünden sonra davacı tarafından sahiplenilmiş, yeni ağaçlar dikilerek mevcut hale getirilmiştir. Nizalı yer, davacıya miras yolu ile geçmemiş olup satın alma ve devir gibi hukuki sebeplerle zilyetliğin devredildiği de ispatlanamamış olup davacının taşınmazın önceki zilyedi olduğu belirlenen..."ın zilyetliğini kendi zilyetliğine eklemesi söz konusu olamayacağından ve bu nedenle davacı yararına zilyetlik koşulları gerçekleşmediğinden davacının temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; davalı Hazine vekili 07.07.2010 tarihli dilekçesiyle taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu, davanın reddiyle taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiş olduğu halde, mahkemece Hazinenin tescil talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının REDDİNE, 2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 12/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.