Esas No: 2022/6846
Karar No: 2022/8720
Karar Tarihi: 10.11.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/6846 Esas 2022/8720 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/6846 E. , 2022/8720 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ...'ın hamileliği sırasında sosyal güvencesi bulunmadığı için kardeşi ...'ın kimliği ile hastanelerinin kadın hastalıkları ve doğum branşından 2009 Yılı’nda 6 defa, 2010 Yılı’nda 2 defa olmak üzere sağlık hizmeti aldığının tespit edilmesi üzerine, davalı Kurumca haklarında; sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinin 5.1.4. maddesi uyarınca 80.000 TL cezai şartın uygulanmasına karar verilerek hak edişlerinden tahsil edildiğini, bu durumun davalı iki kardeşin hilesi nedeniyle gerçekleştiği için kusurları olmadığından 80.000 TL’nın kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar; davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; davalıların eyleminde hastane yetkililerini aldatabilecek ve denetim imkanını ortadan kaldıracak hilenin bulunmadığı, sağlık karnesindeki fotoğrafın basit bir incelemeyle sosyal güvencesi bulunmayan davalı ...'a ait olmadığının anlaşılabileceği, davacının kusurunun bulunduğu gerekçesiyle davalı SGK'ya karşı açılan davanın reddine, diğer davalılar yönünden davacının maddi zararına sebebiyet verdikleri anlaşılmakla tedavi hizmeti bedeli 267,84 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... ve ...'dan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 04/04/2019 tarihli, 2020/2588 esas, 2021/3485 karar sayılı ilamıyla "...eylem tarihinden sonra yürürlüğe giren SUT’un 1.7. maddesi gereğince tedavi hizmeti verilen kişi Kurum mensubu olmasa da analık hali Kuruma faturalandırılabilecek hizmetler arasında sayılmıştır. Bu durumda verilen bu hizmet artık Kurum tarafından karşılanmayan hizmetlerden olmadığından uygulanan cezai işlemin yerinde olup olmadığının yeniden değerlendirilmesi için kararın bozulması gerekmiştir...'' gerekçesi ile bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.
İlk derece mahkemesince bozmaya uyulduğu belirtilerek, kurum mensubu olmayan kişiye verilen hizmetin analık haline ilişkin olduğu, analık halinin gebeliğin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süre 5510 sayılı Kanun bakımından analık hali olarak kabul edilir...” düzenlemesi ile davalılardan ...'a verilen bu hizmetin artık Kurum tarafından karşılanmayan hizmetlerden olmadığından uygulanan cezai işlemin yerinde olmadığı, yargılama kapsamında alınan bilirkişi kurulu raporunda da davacının, davalı ...'ın hizmet alımında herhangi bir kusuru bulunmadığı ve uygulanan cezai şartın yerinde olmadığı kanaatinin bildirildiği, davalı ... tarafından alınan hizmet bedeli 267,84 TL'nin davalı SGK tarafından davacıdan tahsil edildiği, davalılar Hacer ve Şenay'a da kusur atfedilemeyeceği hususları birlikte değerlendirilerek; davacı aleyhine davalı kurum tarafından 31/01/2011 tarihli 1.798.923 sayılı yazı ile uygulanan 80.000 TL cezai şart işleminin iptali ile 80.000 TL'nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı SGK'dan alınarak davacıya ödenmesine, davanın; davalılar ... ve ... yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı SGK Başkanlığı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı aleyhine yargılama gideri olarak harca hükmedilmesine yönelik re’sen yapılan temyiz incelemesinde;
Davalı SGK Başkanlığı'nın, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 36. maddesi hükmüne göre harçtan muaf olması nedeniyle davacı tarafından karşılanan 18,40 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının dört ve beş nolu bentleri hükümden çıkarılarak, beş nolu bent yerine; "5-Dosya kapsamında davacı tarafça yapılmış olan 1.000 TL bilirkişi ücreti, 600,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.600,50 TL yargılama giderinin davalı SGK Başkanlığı'ndan alınarak davacıya verilmesine," ifadesinin yazılmasına ve üç nolu bende “davacının yatırdığı tüm harçların karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine,” sözlerinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 10/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.