Esas No: 2012/2363
Karar No: 2012/4433
Karar Tarihi: 26.03.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2363 Esas 2012/4433 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.08.2009 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 02.06.2009 tarihli sözleşme uyarınca davalıya zemin ağaç kaplama işini verdiğini, işin bedelinin 8.250,00 TL olduğunu, bunun 2.000,00 TL’lik kısmının peşin ödendiğini kalan 6.250,00 TL için 07.08.2009 tarihli senet düzenlendiğini, ancak işin kararlaştırılan vasıflarda yapılmadığını, eserin misli ile değiştirilmesini veya bedelden indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı, eserin sözleşmede kararlaştırılan malzeme ile meydana getirildiğini, açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu vasıf farkı olarak bilirkişinin bulduğu 1.993,18 TL kadar 6.250,00 TL’lık bonodan davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Mahkemeye sunulan 26.01.2010 tarihli raporda; bilirkişi, davalı tarafından meydana getirilen ahşap yer kaplamasının vasıflara uygun olmayan kalitesiz malzeme ile yapıldığını, kullanılan malzemenin 1. ve 2. sınıf kapsamına girmediğini bildirmiştir. Görülüyor ki, eser ayıplı meydana getirilmiştir.
Bir tanımlama yapmak gerekirse eserdeki ayıp, sözleşmede üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük
kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmamasıdır. Başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark ayıptır. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır.
Eserin ayıplı meydana getirilmesi halinde, Borçlar Kanununun 360.maddesi iş sahibine bazı seçimlik yetkiler tanımıştır. Bunlar, şayet eser iş sahibinin kullanamayacağı ve nısfet kaidesine göre kabulü icbar edilemeyeceği derecede kusurlu veya sözleşme şartlarına aykırı ise iş sahibi o şeyi kabulden kaçınabilir. İşin kusurlu olmakla birlikte eserdeki ayıplar önemli derecede ehemmiyet taşımamakta ise iş sahibi eserin bedelinden kusura orantılı bir miktar indirim talebinde bulunabilir veya eserdeki ayıpların giderilmesi büyük bir masrafı gerektirmiyorsa iş sahibi o şeyin tamirini yükleniciden isteyebilir.
İş kusurlu ve eserdeki ayıplar önemli derecede ehemmiyetli olduğundan, artık reddi gereken eser sebebiyle eser bedelinden kusura orantılı bir indirim yapma olanağı yoktur.
Yapılan bu saptamaya göre mahkemece, davacının icra takibine konu yapıldığı anlaşılan 07.08.2009 tarihli senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, Borçlar Kanununun 360. maddesine yanlış anlam yüklenerek davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.