Esas No: 2011/568
Karar No: 2012/3991
Karar Tarihi: 03.05.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/568 Esas 2012/3991 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davanın Asliye Hukuk Mahkemesinden aktarılmış olması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 27 ve 11. maddeleri uyarınca gerekli askı ilanlarının yapılması, anılan Kanun"nun 30/2. maddesi uyarınca re"sen lüzum görülen tüm deliller toplamak suretiyle gerçek hak sahipleri adına tescil kararı verilmesi gereğine" ve kabule göre de tutanaklarında yüzölçümleri yazılı olmayan bazı parsellerin yüzölçümleri teknik bilirkişiye hesaplattırılmadan hüküm kurulmuş olmasının isabetsizliğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda önceki kararı temyiz etmeyen davacıların talepleri hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, müdahilin davasının kısmen kabulüne, çekişmeli 38, 39, 40, 43, 45, 48, 50, 53, 54, 63 sayılı parsellerin miras payları oranında adına; 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 41, 42, 44, 47, 49, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83 ve 84 sayılı parsellerin ise ... ve... mirasçıları adına payları oranında tesciline; 46, 51 ve 52 sayılı parsellerin tespitleri kesinleşmiş olduğundan bu parseller hakkında açılan dava yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı ... mirasçısı ..., müdahil ... ve ... mirasçıları vekili ile davacı-davalı ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; 38, 39, 40, 43, 45, 48, 50, 53, 54 ve 63 sayılı parsellerin tespit dayanağı olan tarafların ortak murisi ... adına kayıtlı tapu kayıtlarının 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 41, 42, 44, 47, 49, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83 ve 84 sayılı parsellerin ise davalı... ve ... ...adına kayıtlı tapu kayıtlarının kapsamında kaldıkları, 46, 51 ve 52 sayılı parsellerin ise tespitlerinin kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamının gerekleri yerine getirilmediği gibi yapılan değerlendirme de dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı ... oğlu ... tarafından ... oğlu ... mirasçıları (İsa Demirtaş ve arkadaşları) aleyhine 29.09.1971 tarihli dilekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davada Mayıs 1949 tarih 29 ila 54 numaralı tapu kayıtları kapsamındaki taşınmazların 30.08.1335 tarihli taksim senedi ile paylaşıldığı, paylaşım sonucu davalı taşınmazların davacı ... ile kardeşleri Hasan ve ..."e düştüğü ileri sürülerek, Mayıs 1949 tarih 29 ila 54 numaralı tapu kayıtlarındaki ..."ye ait payın iptali ve adlarına tescili istenmiştir. Çekişmeli parsellerin kadastro tespit tutanaklarının malik haneleri açılan bu dava nedeniyle açık bırakılarak tespit edilmiş, sözü edilen dava dosyası da görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece, dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri sonucunda tapu kayıtları değerlendirilmiş, ve miras payları esas alınarak hüküm kurulmuş, taşınmazlar başında keşif yapılarak aktarılan davanın kapsamı belirlenmemiştir. Doğru sonuca varılabilmesi için tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili tüm deliller toplandıktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları hazır olduğu halde taşınmazların başında keşif yapılmalıdır. Keşifte, Asliye Hukuk Mahkemesinden devreden davanın kapsamı dava dilekçesi uygulanmak suretiyle belirlenmelidir. Devreden dava kapsamında kalan taşınmazların malik hanelerinin doldurulmasının hukuken sonuç doğurmayacağı, tespitlerinin kesinleşmeyeceği göz önünde bulundurulmak suretiyle ve 3402 sayılı Yasa"nın 30. maddesi uyarınca gerçek hak sahibinin belirlenmesi gerektiği düşünülerek her bir taşınmazın hukuki durumu ayrı ayrı belirlenmeli, bundan sonra tarafların kabul ve feragat beyanları ile tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece açıklanan hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre; kadastro hakimi doğru, gerçeğe uygun, infaz sırasında tereddüt uyandırmayacak şekilde sicil oluşturmakla yükümlü olduğu halde, hüküm fıkrasında çekişmeli taşınmazların yüzölçümlerinin belirtilmemiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.