Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/3298 Esas 2012/4421 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3298
Karar No: 2012/4421
Karar Tarihi: 26.03.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/3298 Esas 2012/4421 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/3298 E.  ,  2012/4421 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 06.09.2011 gününde verilen dilekçe ile tapuda vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Vakıflar İdaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı, murisi babası "..." adına kayıtlı 1698 ada 2 parsel sayılı taşınmazda F Bolk zemin kat 1 no"lu bölümün tapu kaydı üzerindeki "... Vakfından" şerhinin terkinini istemiştir.
    Davalı Vakıflar İdaresi vekili davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü davalı Vakıflar İdaresi vekili temyiz etmiştir.
    Dava konusu 1698 ada 2 parsel sayılı F Bolk zemin kat 1 no"lu bağımsız bölüm tapuda davacının murisi babası "..." adına kayıtlıdır.
    Dava konusu taşınmaz elbirliği mülkiyeti rejimine tabi olup, dosya içerisindeki murise ait veraset ilamına göre murisin davacı dışında başka mirasçıları da bulunmaktadır.
    Elbirliği halinde mülkiyette, somut olayda olduğu gibi mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Türk Medeni Kanununun 701 ila 703. maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan her birinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların
    tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil ortaktır. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir.
    Türk Medeni Kanununda bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki açtığı bu davaya devam edilebilmesi için kural olarak öteki ortakların açılan davaya olur vermeleri ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülebileceği benimsendiğinden ve dava ehliyetinin varlığı mahkemece re’sen araştırılması gereken hususlar arasında bulunduğundan davaya katılmayan ortakların olurları alınmaksızın veya Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülebileceği göz ardı edilerek dava konusu taşınmazdaki murisin payı yönünden çekişmenin esasının incelenip davanın kabulü doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Davalı Vakıf İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususuların şimdilik incelenmesine yer olmadığına peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Hemen Ara