Esas No: 2012/1787
Karar No: 2012/3409
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/1787 Esas 2012/3409 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1) Yörede 1983 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... köyü 758 parsel sayılı 2500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla ve kagir ev niteliği ile 173 tahrir numaralı vergi kaydının bu yere ait olduğu, kaydın kuzey hududunun orman okuduğu, ortaya çıkacak miktar fazlalığı ile ilgili olarak 766 sayılı Yasa hükümleri gereğince işlem yapılacağı belirtilerek ... oğlu ... adına tespit edilmiş; daha sonra 11/01/1985 tarihinde taşınmazın Havza-i Fahmiye sınırları içinde kaldığı gerekçesi ile tapulama dışı bırakılmasına karar verilmiştir.
2) 759 parsel sayılı 3750 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile 171 tahrir numaralı vergi kaydı uygulanmak suretiyle ... oğlu ... ve paydaşları adına tespit edilmiş, daha sonra 11/01/1985 tarihinde taşınmazın Havza-i Fahmiye sınırları içinde kaldığı gerekçesi ile tapulama dışı bırakılmasına karar verilmiştir.
3) 760 parsel sayılı 625 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile 173 tahrir numaralı vergi kaydının bu yere ait olduğu, kaydın kuzey hududunun orman okuduğu, ortaya çıkacak miktar fazlalığı ile ilgili olarak 766 sayılı Yasa hükümleri gereğince işlem yapılacağı belirtilerek ... oğlu ... adına tespit edilmiş; daha sonra 11/01/1985 tarihinde taşınmazın Havza-i Fahmiye sınırları içinde kaldığı gerekçesi ile tapulama dışı bırakılmasına karar verilmiştir.
4) 802 parsel sayılı 3125 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile 758 parsele uygulanan 173 tahrir numaralı vergi kaydının miktar fazlası olduğu, ayrıca Havza-i Fahmiye sınırları içinde kaldığı gerekçesi ile tapulama dışı bırakılmıştır.
5) 803 parsel sayılı 1391m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliği ile 760, 761 ve 762 parsellere uygulanan 172 tahrir numaralı vergi kaydının miktar fazlası olduğu, ayrıca Havza-i Fahmiye sınırları içinde kaldığı gerekçesi ile tapulama dışı bırakılmıştır.
Davacı bu taşınmazların öncesinden beri murisleri ..., onun ölümü ile de kendisi ve paydaşları zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek adlarına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli 758, 759, 760, 802 ve 803 parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında muris ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapulama dışı bırakılan taşınmazların Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların yer aldığı yörede 2003 yılında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları yapılmış; sonuçları davanın devamı sırasında 11/06/2009 tarihinde ilan edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden oldukları ve davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Taşınmazların tespitinde esas alınan vergi kayıtları, bir hudut itibarıyla “Orman” okumaktadır. ... de mahkemece davaya dahil edilmiştir. Bir yerin zilyetlik yoluyla kazanılabilmesinin ilk koşulu, orman sayılan yerlerden olmamasıdır. Mahkemece uzman orman mühendisi eşliğinde yöntemince orman araştırması
yapılmamıştır. Dosya içeriğinden çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede davanın devamı sırasında orman kadastrosu yapıldığı ve çekişmeli yerin orman sınırları dışında bırakıldığı anlaşılmakta ise de vergi kayıtlarının tutunanın lehine olduğu kadar aleyhine de delil teşkil edeceği düşünülmelidir. Bu nedenle; mahkemece, dayanak vergi kayıtları, dayanak vergi kayıtlarının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli yer ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan; bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; öncesi orman olan bir yer zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığından ve dayanak vergi kaydı genişletilebilir sınırları da içerdiğinden, komşu kayıtlardan yararlanmak ve sabit sınırdan başlamak üzere yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Yasanın 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; asıl taşınmazın kapsamı orman veya ormandan açma değil ise, miktar fazlasının, sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapmak suretiyle oluşup oluşmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 08/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.