Esas No: 2012/2483
Karar No: 2012/3400
Karar Tarihi: 12.04.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/2483 Esas 2012/3400 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 101 ada 4, 6, 8, 10, 102 ada 9, 56, 108 ada 9, 109 ada 9, 21, 44, 111 ada 7, 113 ada 6, 9 ve 117 ada 2 parsel sayılı 10008,05, 675,00, 10529,24, 4433,04, 9708,48, 2649,82, 566,51, 9004,39, 21265,84, 6524,85, 1809,74, 211,62, 96,76 ve 10918,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazlarda annesi ..."ın da payı bulunduğunu ileri sürerek bu payın mirasçıları adlarına tescili istemi ile dava açmıştır. Yargılama sırasında Bulak Köyü Tüzel Kişiliği 101 ada 6 ve 10 parsel sayılı taşınmazların kadim mera oldukları iddiası ile davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ..."ın davasının kısmen kabulüne, Bulak Köyü Tüzel Kişiliğinin davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile 101 ada 6 ve 10 parsel sayılı taşınmazların mera niteliği ile sınırlandırılmalarına, 101 ada 4, 8, 102 ada 9, 56, 108 ada 9, 109 ada 9, 21, 44, 111 ada 7, 113 ada 6, 9 ve 117 ada 2 parsel sayılı taşınmazların ise davacı ve davalıların miras bırakanı ..."ın mirasçıları adlarına tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazlardan 101 ada 6 ve 10 sayılı parsellerin öncesinin mera olduğu ve meralar üzerindeki zilyetliğe değer verilemeyeceği, 101 ada 4, 8, 102 ada 9, 56, 108 ada 9, 109 ada 9, 21, 44, 111 ada 7, 113 ada 6, 9 ve 117 ada 2 sayılı parsellerin ise davacı ile davalının ortak miras bırakanı ..."dan kaldığı ve taksim edilmediği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, taşınmazlarda annesi ..."ın da payı olduğu iddiası ile dava açmış, davalı ise taşınmazların rızai taksim sonucu kendisine kaldığını, kaldı ki ..."ın ..."ın mirasçısı olmadığını savunmuştur. ..."ın ..."ın mirasçısı olduğu getirtilen nüfus kayıtlarından ve davalı tarafından ..."ın nüfus kaydının iptali istemi ile Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen karardan anlaşılmaktadır. Taşınmazların kök muris ..."dan geldiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık taşınmazların murisin ölümünden sonra taksim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, davalı tanık listesi ile tanıklarının isimlerini bildirdiği halde tanıklara keşif gününü bildirir davetiye çıkartılmamış, listede yer alan tanıklardan ..."ın taşınmazlar başında dinlenmesi gerekirken usule aykırı şekilde duruşmada dinlenmiş olup, yine mera olarak sınırlandırılmasına karar verilen 101 ada 6 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan mera araştırması da yöntemine uygun bulunmamaktadır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için taraflardan iddia ve savunmalarını kanıtlamalarına yönelik delilleri sorulup toplanılmalı, murisin ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmaz mallara ait kadastro tutanaklarının örnekleri ile mirasçıları adlarına tespit edilen taşınmazların tutanak örnekleri, taşınmazların bulunduğu yerde varsa mera tahsis kararı, ekleri ve haritaları ile çekişmeli taşınmazlara komşu parsellerin ve 101 ada 6 ve 10 parsel sayılı taşınmazların sınırlarındaki yol ve dereden sonra gelen taşınmazların onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından Hasan Aydoğan mirasçıları arasında usulen taksim olup olmadığı, taksim varsa kimlerin payına hangi taşınmazların düştüğü, taşınmaz almayan mirasçısı varsa hissesine karşılık ne aldığı gibi hususlar sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, 101 ada 6 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar yönünden varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp taşınmazların mera tahsisi kapsamında kalıp kalmadıkları belirlenmeli, mera tahsisi mevcut değil ise, taşınmazların öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı araştırılmalı, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli, taşınmazların geçmişte ne durumda bulundukları, kime ait oldukları, kimden nasıl intikal ettikleri, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldıkları, mera tahsis haritası kapsamı dışında kalan yerlerin öncesi kadim mera olsa bile, tahsisle birlikte meralık niteliği kalkmış olacağından, tahsisin kesinleştiği tarihten itibaren kadastro tespit tarihine dek, taşınmaz üzerinde en az 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun şekilde malik sıfatı ile zilyetlik bulunup bulunmadığı, tahsis yok ise taşınmazların öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan belirtilen taşınmazların tarımsal niteliğini bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı, çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki desenini açıklar nitelikte, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli ve ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, taşınmazların mera olmadığının anlaşılması halinde Köy Tüzel Kişiliğinin Hazine adına dava açma yetkisi bulunmadığı göz önüne alınarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.