Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/2336 Esas 2012/3391 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2336
Karar No: 2012/3391
Karar Tarihi: 12.04.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/2336 Esas 2012/3391 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Miras intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilen taşınmaz, davacı Hazine tarafından kaçak ve yitik kişilerden kaldığı ve Hazine'ye ait olduğu iddiasıyla dava açılmıştır. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmazın mera niteliğinde olduğu ve zilyetlikle mülk edinilemeyecek yerlerden olduğu kabul edilerek hüküm vermiştir. Ancak, yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın niteliğinin zilyetlikle kazanıma elverişli yerlerden olmadığı ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine mahkeme, taşınmazın meradan açılmış olup olmadığı, komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ve mera tahsis kararı ile ilgili belgelerin getirtilerek yeniden keşif yapılması gerektiği kararına varmıştır. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi ve Tapu Kanunu'nun ilgili hükümleridir.
16. Hukuk Dairesi         2012/2336 E.  ,  2012/3391 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında 130 ada 219 parsel sayılı 50629,87 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kaldığı, 1936 yılı umumi tahririnde Hazine adına kayıtlı bulunduğu ve Hazine"ye ait yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile mera niteliği ile sınırlandırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece Çekişmeli taşınmazın mera niteliğinde bulunduğu ve zilyetlikle mülk edinilemeyecek yerlerden olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kalan yerlerden olmadığı ve davalı tarafın taşınmaz üzerinde 20 yılı aşan zilyetliğinin bulunduğu mahkemece toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Ne var ki, davalı yararına edinme koşullarının gerçekleştiğinden söz edilebilmesi için taşınmazın niteliğinin zilyetlikle kazanıma elverişli yerlerden olması gereklidir. Çekişmeli 130 ada 219 parsel sayılı taşınmazın sınırında kadastro tespiti kesinleşmiş olan 130 ada 114 sayılı mera parseli bulunduğu halde, yöntemince mera araştırması yapılmamış, komşu mera parselinin kadim ya da tahsisli mera olup olmadığı ve taşınmazın meradan açılmış olup olmadığının araştırılmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için taşınmazın bulunduğu yerde varsa mera tahsis kararı, ekleri ve haritaları ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin ve Tahıl Köyü hududu olarak gösterilen yerdeki parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, mera tahsis kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmaz ile komşu 130 ada 114 sayılı mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı bir unsurun bulunup bulunmadığı taşınmazın sınırlarında zaman içinde meraya el atmak suretiyle genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığını açıklar nitelikte, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli, mera tahsis haritası kapsamı dışında kalan yerlerin öncesi kadim mera olsa bile, tahsisle birlikte meralık niteliği kalkmış olacağından, davalının tahsisin kesinleştiği tarihten itibaren kadastro tespit tarihine dek en az 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun şekilde malik sıfatı ile zilyetliğinin bulunup bulunmadığı üzerinde durulmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı ve çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösterip açıklayan rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra davalı yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde de öngörülen koşulların gerçekleşmiş olup olmadığı hususunda tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan doğrultuda araştırma ve inceleme yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Hazine vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara