Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/2109 Esas 2012/3369 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2109
Karar No: 2012/3369
Karar Tarihi: 10.04.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/2109 Esas 2012/3369 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2011/2109 E.  ,  2012/3369 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Şehir Kadastrosu sırasında 872 ada 2 parsel sayılı 447,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...adlarına eşit paylarla tespit edilmiştir. İtirazı Kadastro Komisyonunda reddedilen davacı ..., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendisi ve müşterekleri adına, davacı ... ve arkadaşları ise, tapu kaydı ve vergi kaydına dayanarak tapu kaydındaki payları oranında adlarına tescil isteği ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ... ve arkadaşlarının davasının reddine, ..."ın davasının kabulüne, çekişmeli 872 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve müşterekleri vekili ile davalı ... ve davalı ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ... ve müşterekleri vekilinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,
    2- Davalı ... ile davalı ... mirasçısı ...’un temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın temyize konu ... oğlu ... adına tespit gören 1/3 payı yönünden, davalı dayanağı Temmuz 1327 tarih 27 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsamadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, davacı dayanağı 28.03.1972 tarih 109 sıra numaralı tapu kaydının ve davalı dayanağı Temmuz 1327 tarih 27 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile tüm oluşum belgeleri getirtilmemiş; tarafların dayandıkları tapu kayıtları yöntemince uygulanmak suretiyle kapsamları belirlenmemiştir. Davacı, tapu kaydına dayanarak dava açtığına göre dayanağı tapu kaydının kapsamının belirlenmesi zorunludur. Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı ve davalı dayanağı tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri getirtilmeli, gerektiğinde tapu kayıtlarının tedavülleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, özellikle davacı dayanağı tapu kaydının tüm oluşum belgeleri ve varsa haritası, komşu taşınmazların tümünün onaylı tutanak suretleriyle, dayanağı olan belgeler getirtilip, dosya tamamlandıktan sonra mahallinde yerel bilirkişiler; taraf tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalıdır.
    Keşif sırasında, tarafların dayandıkları tapu kayıtları 3402 sayılı Yasa"nın 20. maddesi uyarınca uygulanıp kapsamları belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın hangi tapu kaydının kapsamında kaldığı açıkça belirlenmelidir. Taşınmazın her iki tarafın dayandığı tapu kayıtlarının kapsamında kalması durumunda hangi tapu kaydına değer verileceği hususu tartışılmalı, davalı dayanağı tapu kaydına değer verilmesi gerektiği sonucuna varıldığı takdirde tapu kayıt maliklerinin ölüm tarihleri araştırılmalı, davacı taraf yönünden Kadastro Kanununun 13/B-c maddesinde öngörülen edinme koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, tespite aykırı sonuca ulaşıldığında tespit bilirkişileri de tanık sıfatı ile dinlenilmeli, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tapu kayıtlarının kapsamlarını gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece tüm bu yönler göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, davacının çekişmeli taşınmazın kendisi ve tapu kaydındaki paydaşları adına tescili istemi ile dava açması karşısında, diğer paydaşların dava açmadıkları ve eldeki davada taraf olmadıkları, davacının dava açmayan diğer paydaşlar yönünden talepte bulunamayacağı ve davanın davacının tapu kaydındaki payı ile sınırlı görülmesi gerektiği hususlarının göz ardı edilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün, çekişmeli taşınmazın temyize konu ... oğlu ... adına tespit gören 1/3 payı yönünden BOZULMASINA, 10.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.









    Hemen Ara