MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO


Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 111 ada 26, 45 ve 110 ada 12 parsel sayılı sırasıyla 74,07, 338,22 metrekare ve 44,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, rızai taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle verasette iştirak olarak ... mirasçıları adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., yasal süresi içinde miras yolu ile gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli parsellerin davalılar adına tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların davacılar tarafından iradi olarak terk edildiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davada Hazine taraf olmadığına göre taşınmazlardaki zilyetliğin terkedilmiş olup olmadığının somut olayda tartışılma yeri bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazların tarafların ortak murisi ..."ten kaldığı mahkemece toplanan delillerle belirlendiği gibi, bu yön taraflar arasında da uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, miras bırakanın ölümünden sonra terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise çekişmeli taşınmazların kimin payına isabet ettiği ve kimin zilyet olduğu noktasında toplanmaktadır. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tanıkların beyanından murisin ölümünden sonra yapılmış bir paylaşma olmadığı, buna rağmen taşınmazların davacı tarafın miras bırakanı... ile davalı tarafın miras bırakanı ... tarafından bir süre kullanıldığı, ... ..."nin ölümünden sonra hiç kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davanın kabulü ile taşınmazların payları oranında ... Koç mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.