Esas No: 2012/3431
Karar No: 2012/4243
Karar Tarihi: 22.03.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/3431 Esas 2012/4243 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Davacı tarafından, davalı aleyhine 29.07.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 31.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mera iddiasına dayalı tapu iptali ve sınırlandırma isteği ile köy halkından gerçek kişi tarafından açılmıştır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, vazgeçmesi sebebiyle 117 ada 29 sayılı parselle ilgili davanın reddine, 112 ada 2 sayılı parselle ilgili davanın kısmen kabulüne, 105 ada 11 sayılı parsel hakkındaki davanın tümüyle kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Bu nedenle de mülkiyeti devlete ait olan yerlere ilişkin davayı Hazine açabileceği gibi meraların sınırları içinde bulunduğu ve yararlanma hakkı olan köy tüzel kişilikleri veya belediyelerin de dava açma hakları vardır.
Somut olayda; dava köy halkından olan gerçek kişi tarafından açılmıştır.
Köy adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi ile köy aleyhine açılan davalarda köyü temsil yetkisi 442 sayılı Köy Kanununun 37/7.maddesi uyarınca köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Bu açıklamalardan sonra kısaca belirtmek gerekirse, o köyden bazı kişilerin köyün menfaatini ileri sürerek şartlar oluşmadan köy adına veya köyü temsilen dava açma yetkileri bulunmamaktadır.
Mahkemece, yapılan bu saptama gözetilerek davanın, davacının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi yerine esastan incelenerek sonuçlandırılması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 22.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.