Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/3472 Esas 2012/3195 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3472
Karar No: 2012/3195
Karar Tarihi: 05.04.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/3472 Esas 2012/3195 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2011/3472 E.  ,  2012/3195 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında 110 ada 35 parsel sayılı 9.660,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve 152 ada 180 parsel sayılı 9.798,55 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibe nedeniyle davalı ... adına, 125 ada 90 ve 91 parsel sayılı 7.195,30 ve 7.630,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise 3402 sayılı Yasa"nın 14. ve 46. maddesinde öngörülen koşullarının gerçekleştiği belirtilerek davalılar ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların Hazine adına tescili gerektiği iddiası ile ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Çekişmeli 110 ada 35 sayılı parselin tarım arazisi olduğu, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin tespit tarihine kadar çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla 20 yılı aşan bir süre devam ettiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme şartlarının gerçekleştiği mahkemece mahallinde yapılan keşif, uygulama, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, düzenlenen teknik bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Delillerin takdiri mahkemeye ait olup takdirde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA,
    2-) Çekişmeli 125 ada 90 ve 91 sayılı parsellere ilişkin davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarına gelince; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve Hazine tapusunun oluşturulduğu tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1 ve 14. maddelerinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği mahkemece yapılan keşif, uygulama, bilirkişi ve tanık sözleri ile belirlendiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
    3-) Çekişmeli 152 ada 180 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları yönünden ise; mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi olduğu, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, davalı ... yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. ve 46. maddelerindeki koşulların gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz 1963 tarihinde yapılan Toprak Tevzii Komisyonu çalışmaları sırasında meradan açıldığı belirtilerek 2273 parsel numarası ile Hazine adına 20.08.1964 tarih 1213 numaralı tapu kaydına bağlanmıştır. Çekişmeli taşınmazın bitişiğinde de eylemli olarak 152 ada 204 parsel sayılı mera bulunduğu halde usulüne uygun mera araştırması yapılmamıştır. Dosyada mevcut ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.11.1969 tarih 1969/451 Esas, 1969/367 sayılı kararı ile Hasan Avlar"ın Köy İşleri Bakanlığı aleyhine açtığı dava sonucunda tevziin 2273 numaralı parseline ait 20.08.1964 tarih 1213 nolu Hazine tapu kaydının iptaline karar verilmiş ise de kararın 02.02.1970 tarihinde Yargıtay 5. Hukuk Dairesince bozulduğu, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin 17.04.1970 tarihinde 5. Hukuk Dairesince 1970/1787-2171 Esas, Karar sayılı ilam ile reddine karar verildiği anlaşılmış bundan sonra ne gibi işlem yapıldığı belirlenememiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle tüm komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ile dayanağı olan belgeler getirtilip, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi kurulu da hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazın niteliği, öncesinin mera olup, olmadığı, bitişiğindeki mera kadim mera ise taşınmazın bu taşınmaza tecavüz sonucu elde edilmiş olup olmadığı, kimden, kime, nasıl intikal ettiği, hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1969/451 Esas, 1969/367 sayılı kararının Yargıtay 5. Hukuk Dairesince bozularak karar düzeltme isteminin de reddedilmesinden sonra Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda ne gibi işlem yapıldığı araştırılmalıdır. Bilirkişi ve tanıkların sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, uzman ziraat mühendisleri kuruluna arazinin niteliği, komşu mera parseli ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyetin ne şekilde sürdürüldüğü konusunda, ayrıntılı ve fotoğraflarla desteklenen gerekçeli rapor düzenlettirilmeli, taşınmazın niteliği değerlendirilirken komşu parsellerin nitelikleri üzerinde durulması gerektiği de düşünülmeli, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanakların edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişilerinin tamamı tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, mahkemenin taşınmazın niteliği ve kullanım şekli, mera ile arada ayırıcı unsur olup olmadığına ilişkin gözlemi keşif tutanağına geçirilmeli, teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra Hazine tapu kaydının oluştuğu tarihe dek davalı taraf yararına koşullarının gerçekleşip, gerçekleşmediği 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 46. maddelerinde yazılı zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 05.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara