Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/6243 Esas 2012/3012 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6243
Karar No: 2012/3012
Karar Tarihi: 02.04.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/6243 Esas 2012/3012 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2011/6243 E.  ,  2012/3012 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında 123 ada 5 parsel sayılı 1365.58 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmaz için davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi, taşınmazın davacıların babası ... tarafından kullanıldığını, ağılın da bu kişi tarafından yapıldığını, bu yeri ağıl yapması için..."un oğlu ..."nun verdiğini beyan etmiş, tutanak bilirkişisi ve davacı tanıkları da taşınmazın 25-30 yıl önce ... tarafından kullanıldığını, taşınmaz içindeki ağılın da ... tarafından yapıldığını beyan etmişlerdir. Davacılar, sonra tekrar zilyetliklerinin başladığını ileri sürmelerine ve duruşmada dinlenen tespit bilirkişileri de davacıların babası Zeki köyü terkettikten sonra çocuklarının köye tekrar döndüklerini söylemelerine rağmen mahkemece yöntemince zilyetlik araştırması yapılmamıştır. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, davacıların babaları Zeki ile birlikte köyü terk ettikten ne kadar zaman sonra köye geri döndükleri, dava konusu taşınmaz üzerinde zilyetliklerinin devam edip etmediği, taşınmaz üzerindeki ağaçların kim tarafından ve hangi tarihte dikildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, gerektiğinde komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, zeminin mülkiyeti ile ağaçların aidiyeti konusunda farklılık olması halinde 3402 sayılı Kanun"un 19/2. maddesinin uygulama olanağı bulunup bulunmadığı tartışılarak, keşifte hazır bulundurulacak fen ve ziraatçi bilirkişiden ağaçların taşınmaz üzerindeki dağılımı ve konumunu gösterir rapor istenilmeli, bundan sonra
    toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözardı edildiği gibi; kadastro hakiminin doğru sicil oluşturması gerektiği düşünülmeksizin, sicil oluşturulmayarak davanın reddi ile yetinilmesi de isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara