Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/1110 Esas 2012/2711 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1110
Karar No: 2012/2711
Karar Tarihi: 22.03.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/1110 Esas 2012/2711 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2011/1110 E.  ,  2012/2711 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında 101 ada 11, 104 ada 14 ve 110 ada 1 parsel sayılı 3.160,25, 4.463,25 ve 6.934,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı ... adına, 103 ada 3 ve 112 ada 134 parsel sayılı 9.210,63 ve 7.865,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise davalı ... adına irsen intikal, taksim, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, vergi kaydı ve hibe nedeniyle tespit edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal iddiasına ve vergi kaydına dayanarak her taşınmaz için ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazların muris ...mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazların ortak muris ..."tan intikalen gelen taşınmazlar olduğu ve taksim olgusu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların öncesinde tarafların ortak murisi ...’a ait olduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ortak murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında usulüne uygun olarak taksim yapılıp yapılmadığı, taksim yapılmış ise çekişmeli taşınmazların kime isabet ettiği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, taksim konusunda yapılan araştırma yetersiz olup, bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için çekişmeli taşınmazlara revizyon gören ve tarafların da dayandıkları tüm vergi kayıtları getirtilmeli, tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri tüm deliler toplanmalı, gerektiğinde taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisini ve paylaşma olgusunu bilebilecek aynı köydeki şahıslar arasından mahalli bilirkişi araştırması yapılarak ve bu yönde taraflara tanık bildirme imkanı verilerek uzman bilirkişiler huzuruyla mahallinde yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında uzman teknik bilirkişi eliyle çekişmeli taşınmazlara revizyon gören ve tarafların da dayandıkları tüm vergi kayıtları zemine uygulanarak kapsamları belirlenmeli, bu doğrultuda sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmelidir. Yine dinlenecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tarafların bildirdikleri ya da bildirecekleri tüm tanıklar ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan çekişmeli taşınmazların ortak murisin ölümünden sonra taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksime tabi tutulmuş ise kime isabet ettiği, davalı tarafa isabet etmiş ise diğer mirasçılara ne verildiği, taşınmaz verilmiş ise nereden verildiği ve diğer mirasçılara verilen taşınmazların akibetlerinin ne olduğu, taşınmazların kim tarafından ne suretle kullanıldığı ve ayrıca 1970"li yıllardaki belirtme tutanaklarında davalıların babası ... adına belirtmesinin yapılması ve yine uzun süredir davalılar tarafından zilyet olunmasının da nedenleri etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tespite aykırı sonuca varıldığı takdirde tespit bilirkişilerin beyanlarına başvurulmalı, mirasçılık ilişkisi devam ettiği süre zarfında, taşınmazlara zilyet eden mirasçı ya da mirasçıların zilyetliğinin tereke adına olduğu kendileri yararına zilyetlik ile iktisap hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeli, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller hep birlikte değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
















    Hemen Ara